Çete tarafından öldürüldüğü iddia edilen Mahfuz Tatar’ın kız kardeşi V.T. ve anne A.T. davaya katılma talebinde bulundu.
Mahfuz Tatar’ın abisi İ.T. ise davanın sümen altı edilmek istendiğini ileri sürerek; “Bu dava sümen altı edilmeye çalışıyor. Bunun ardından Süleyman Soylu (eski içişleri bakanı) ve Yüksel Kocaman (Yargıtay üyesi) var. Devlet içinde çeteleşme var. Dosyaları kapatmaya çalışıyorlar” dedi. Söz hakkı alan Ayhan Bora Kaplan da, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ABK suç örgütü soruşturmasında görev alan polis amirleri ve memurlarının davası hakkında konuştu.
Kaplan, şu ifadeleri kullandı:
“17/25 Aralık’ı yapan iki-üç polis ve bir savcıydı. Benim önüme koydukları ifadeyi imzalasaydım bana da 17/25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı. Hasan Doğan, Bekir Bozdağ, Mücahit Arslan; daha neler neler var. Kendi içlerinde bir gruplaşma olduğu, kendi üstünü ekarte edip, Murat Çelik’le (davada yargılanan eski Ankara Emniyet müdür yardımcısı) iş yapıyor. Savcıların arkasından yürüyorlardı. Ben çete kursam bunlardan kurmam (diğer sanıkları kastederek). Bunlar çok konuşuyor. Bu kadar konuşan adam mı olur? Ben örgüt kursam 500 yıl bulamazsınız.”
15 TEMMUZ İTİRAFI
En büyük hatasının 15 Temmuz olduğunu savunan Kaplan, “Benim hatam 15 Temmuz’da TRT’nin önüne gitmekti. Süleyman Soylu’yla adım anıldı. Bana oradan yürüdüler” dedi. Kaplan, polislerin 15 Temmuz’da TRT’ye gittiğinde elindeki silahları nereden aldığını sorduklarını tekrarlayıp, “‘Süleyman Soylu gönderdi.’, ‘İstihbarat, MİT verdi.’ dememi beklediler. Ben böyle namussuz değilim” ifadelerini kullandı.
Kaplan, Murat Çelik’in oğlu Burak Çelik’in cumhurbaşkanına suikasttan yargılanan FETÖ üyelerine para yolladığı iddiasında da bulundu.
Mahkeme başkanı, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak iddianamenin ve duruşma zaptlarının bir örneğinin istenmesine karar verdi. Mahkeme başkanı duruşmayı yarına erteledi.