Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bir kısım tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanık Süleyman Demirel ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
“BURADA BULUNANLARIN HEPSİ BANA BORÇLU ÇIKACAK”
Duruşmada savunma yapan sanık Süleyman Demirel, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, “Ben kimseyi dolandırmadım. Levent Sırataş, basına seksen milyon lira zararım var diyor ancak nasıl oluyorsa sonradan duruşmaya gelince bu rakam sekiz milyon liraya düşüyor. Aslına bakarsanız bu sekiz milyonun da bir hukuki dayanağı yok. MASAK raporu geldiğinde burada bulunanların hepsi bana borçlu çıkacak. Dosyada somut delil yoktur, tahliyemi talep ediyorum” dedi.
“BİR KISIM MÜŞTEKİNİN 50’ŞER BİN LİRA CİVARINDA ZARARLARINI GİDERECEĞİM”
Savunmasına devam eden Demirel, “Dilan Polat, bir tane bile delil bulunmadığından tahliye edilmiştir. Ben Polat’lar dan daha mı suçluyum? O insanlar tahliye oldular, ben ise 11 aydır tutukluyum. Bir kısım müştekinin 50’şer bin lira civarında zararlarını gidereceğim. Ben kimseden milyonları bulan miktarlarda para almadım” ifadelerini kullandı.
“BEN BİRKAÇ İNSAN UĞRUNA BURADA YARGILANIYORUM”
Geçtiğimiz celselerde tahliye edilen ancak adli kontrol şartına uymadığı tespit edilerek hakkında yakalama kararı çıkarılan Abbas Kırmızı ise katıldığı duruşmada “Burada bulunanları tanımıyorum. Ben esnafım, tefecilikle alakalı bir işim yoktur. Bir iftiraya maruz kalarak dokuz ay cezaevinde kaldım, tahliye oldum, hala beraat edemedim. Ben bir kaç insan uğruna burada yargılanıyorum. Ben bir mahkemeden kaçmadım, bu süreçte de suçumun olmadığı bir şey yüzünden hiçbir şekilde kaçmam” diye konuştu.
Bir başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan tanık Mustafa Aytekin ise SEGBİS aracılığıyla beyanda bulundu. Aytekin, “2022 yılında Süleyman Demirel’in babası Zihni Demirel, müşteki Gökhan Aytekin’in kardeşini dolandırıldığını duydum. Bu durumu sorduğumda Süleyman Demirel bana borçları ödeyeceğini ve böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Beni sürekli Bakırköy Adliyesi çağırıyor babasıyla orada buluşmamı söylüyordu” dedi.
Beyanda bulunan müşteki avukatları, müştekilerin ve sanıkların aralarında geçen mesajların ve banka hesaplarına giriş çıkış yapılan paraların incelenmesini talep ederek sanığın tutukluluk halinin devamını istedi.
Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı ise eksik hususların giderilmesini ve sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. Savcı, Abbas Kırmızı’nın tutuklanmasını da istedi.
SANIĞA ZARARI GİDEREBİLMESİ İÇİN SÜRE VERİLMESİNE HÜKMEDİLDİ
Ara kararını açıklayan hakim, sanık Süleyman Demirel’in tutukluluk halinin devamına, salonda bulunan ve adli kontrol şartına uymadığı için hakkında yakalama kararı çıkarılan Abbas Kırmızı’nın ise kolluk görevlilerince tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme, sanık Demirel’in savunmasında bir kısım müştekinin 50’şer bin lira civarındaki zararını gidereceğine yönelik verdiği ifadeye istinaden sanığın ödeme yapabilmesi için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Süleyman Demirel’in Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaptığı belirtildi. İddianamede Demirel’in, birkaç yıl önce tanışmış olduğu Levent Sırataş’a, adli personel olması nedeniyle zaman içinde mahkemelerde dosyası olan birçok iş adamı ile tanıştığını, bu iş adamlarına yatırımlarında kullanmaları için çevresindeki tanıdıklarından para temin ederek karşılığında komisyon aldığını söylediği aktarıldı. Sanık Demirel’in kar payı kazanmak için para vermek isteyen kişilerin üzerlerine kayıtlı mal varlıklarını UYAP sistemleri üzerinden kendi şifresi ya da hakim şifresi ile sorgulayarak tespit ettiği de iddianamede açıklandı.
İddianamenin devamında, “Mal varlıklarını şahıslara yine kar payı vereceğini vaat ederek teminat adı altında kurmuş olduğu suç örgütü içerisindeki Bülent Sevinç, Levent Şahin, Abbas Kırmızı, Sevgen Atilla, Cemal Karaoğlu, Evel Karısık, Semih Gündoğdu ve Sadettin Volkan Durak isimli şahısların üzerine geçirdiği, bu şahıslar arasında bahse konu mal varlıklarının sürekli el değiştirdiği, sistem içindeki herkesin bu yöntem ile para kazandığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Müştekilerden Levent Sırataş’ın, zabıt katibi Süleyman Demirel ve onun aile üyelerine bir kaç kez para verdiği, Demirel’in her seferinde bu paraları ödemeyi taahhüt ettiği kar payı ile birlikte Levent Sırataş’a geri ödeyerek güvenini kazandığı, bu şekilde müşteki Sırataş vasıtası ile müşteki Büşra Nur Sürmeli ve annesi müşteki Nurdan Canbıçak ile tanıştığı, tanıştıktan sonra onlardan da kar payı ödemesi teklifi ile paralar istediği iddianamede belirtildi.
Süleyman Demirel’in müştekiler ile yaptığı görüşme ve konuşmalarda, birlikte çalıştığını söylediği aile üyelerinden Büyükçekmece Adliyesi Memur Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak çalışan eski eşi Vildan Öz’ü, Büyükçekmece Adliyesi Soruşturma Kaleminde katip olarak çalışan annesi Hamiyet Çoban’ı, özel bir şirkette çalışan kardeşi Dilek Demirel’i müştekilere güven vermek ve dostluk kurmak amacıyla tanıştırdığı da iddianamede kaydedildi.
Örgüt lideri Süleyman Demirel’in hesaplarında bloke bulunması ve icra takiplerine konu olması nedeniyle büyük meblağlı paraları kendi hesabına almayarak Büyükçekmece Adliyesi’nde zabıt katibi olan annesi Hamiyet Çoban ve yine Büyükçekmece Adliyesi zabit katibi olan eski eşi Vildan Öz’ün hesaplarını kullanarak işlem yaptığı, gayrimenkul yatırımları ile ilgili para devir alacağı tapuları da örgüt yöneticileri olan Abbas Kırmızı, Cemal Karaoğlu, Bülent Sevinç, Levent Şahin, Sevgen Atilla isimli şahısların üzerine almasını sağladığı da iddianamede belirtildi.
İddianamede müşteki Büşranur Sürmeli ve annesi Nurdan Canbıçak’ın örgüt lideri Süleyman Demirel ve diğer örgüt üyeleri tarafından toplamda 8 milyon 133 bin 480 TL zarara uğradıklarını beyan ettikleri açıklandı.
Öte yandan ifadeleri alınan Gökhan Aytekin, Neriman Aytekin, Büşra Çatak, Ayhan Doğan, Cihan Könülşök ve Fatih Çetinkaya’nın zabıt katibi Süleyman Demirel’in kendilerinden kar payı ödemesi teklifi ile paralar aldığını ancak ödemiş oldukları paraları geri alamayarak mağdur olduklarını beyan edip şikayetçi oldukları aktarıldı. Süleyman Demirel’in tefecilik yapan bir örgütle ortak hareket ettiği, parasını yüksek faizle kullandırmak isteyen vatandaşların gayrimenkullerini geçici olarak devralma karşılığında kar payı vaadinde bulunduğu, gayrimenkulünü devraldığı kişilere birkaç ay göstermelik ödemeler yaptığı ancak devam eden süreçte hileli yöntemlerle gayrimenkulleri tefeci örgütle iltisaklı farklı şahıslar adına sıra sıra tescil ettirip mağdurların mal varlıklarını ele geçirdiği, çete üyelerinin gayrimenkulleri farklı kişilere satma şantajıyla mağdurlardan para talebinde bulunmayı sürdürdüğü iddianamede aktarıldı.
Demirel’in birlikte çalıştığı hakimlere ait UYAP şifrelerini kullanarak eriştiği kişisel verileri dolandırıcılık suçu için kullandığı, yine UYAP sistemi üzerinden edindiği bilgilerle icra mahkemelerindeki alacaklılarla irtibat kurup maddi menfaat karşılığında uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesine yönelik girişimlerde bulunduğu yönünde tespitler yapıldığı da iddianamede açıklandı.
Zabıt katibi Süleyman Demirel’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘dolandırıcılık’, ‘tefecilik’, ‘bilişim sistemine girmek’, ‘verileri hukuka aykırı olarak vermek ya da ele geçirmek’ suçlarından toplamda 40 yıldan 154 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer 13 sanığın ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep edildi.