Artık bir gelenektir… Bursa, Bilecik, Afyon, Konya ve Ankara gibi bölgelerden günübirlik geziler yapılır Eskişehir’e… Hafta sonları oteller doludur, yer bulmakta zorlanırsınız. Her yıl kentin nüfusundan fazla insan Eskişehir’i ziyaret eder…
Eskişehir’in “en eski kenti” Odunpazarı’nın Belediye Başkanı Kazım Kurt, yazarımız Mustafa Balbay ile bize, ilçeyi ve yaptığı çalışmaları tanıttı. Odunpazarı, sokaklarıyla, karakteristik bina ve yapılarıyla zaten bir açık hava müzesi. Sokakta taburelere oturarak geleneksel helva, simit ve cevizli ekmeğin tadına bakmak, çay içmek, yerli halkla sohbet etmek ayrı bir keyif…
Odunpazarı’ndaki bir günlük çalışmamızdan damıttıklarımızı Cumhuriyet Pazar okurlarına da aktarmak istedik.
TARİH, MÜZE VE DÜŞÜNCE YAŞAMI
Kentin tarihi yapıları Odunpazarı’nda yoğunlaşıyor. Atatürk’ün kente geldiğinde konakladığı Yeşil Efendi Konağı, Atatürk ile Bir Gün Müzesi’ne dönüştürülmüş. Müze, Kurtuluş Savaşı döneminin objeleriyle donatılmış. Gezi sonunda yapay zekâ ile Atatürk’le birlikte fotoğraf çektirmeniz de olanaklı.
Kent ayrıca lületaşı ile ünlü. Bir diğer müze de Lületaşı Müzesi. Osmanlı’dan kalma büyük külliyenin tamamı müze haline getirilmiş. Ahşap Eserler Müzesi bu külliye içinde yer alıyor. Tüm dünyadan gelen ahşap yontucuları her yıl bir hafta boyunca Eskişehir için ahşaptan heykel yontuyor. Eserler büyük bir alanda sergileniyor.
Kent, Kırım’dan gelen Tatarların da en önemli yerleşim merkezlerinden. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Tatar Müzesi de Odunpazarı’nda kurulmuş. Lületaşı Müzesi, Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi, Odunpazarı Şehrin Ateşi Seramik Galerisi, Cam Sanatlar Merkezi sayılabilecek diğer müzeler…
Bir parantez de Cam Atölyesi’ne açmak gerekiyor. Türkiye’de sayılı olan atölyelerden birisi Odunpazarı’nda. 1200 derecede sıvı haldeki camın sanat eserine dönüşünü her gün meraklıları izliyor. Sanatçılar bazen özel makaslarla dayanıklı zeminlerde yuvarlayarak bazen de boru yardımıyla üfleyerek cama şekil veriyor.
ATAOL BEHRAMOĞLU KİTAPLIĞI
Türkçe’nin yaşayan en büyük şairlerinden, yazarımız Ataol Behramoğlu Odunpazarı’nda yerleşik olmuş. Kendisi bu kentte yaşamıyor ama tüm kitapları, el yazmaları, şiir eskizleri, armağan edilen objeleri adına Odunpazarı Belediyesi’nin oluşturduğu kitaplıkta bulunuyor.
Yalnızca edebiyat, şiir severleri değil, edebiyat araştırmacılarını da Odunpazarı’na çekecek uygulamanın, ortalama belediye başkanlığı düşünce yapısının ötesinde yaklaşımla gerçekleştirildiği belli oluyor.
DOĞAN AVCIOĞLU
Türk düşünce tarihi açısından önemi bilinen kişilerden Doğan Avcıoğlu. “Türkiye’nin Düzeni”, “Türklerin Tarihi” gibi seri kitapları… Fotoğrafları, anıları, el yazmaları herşeyiyle sizi Odunpazarı’nda karşılıyor. Bir araştırmacı Avcıoğlu’nu araştırmak istese yazarın orijinal el yazmalarına Odunpazarı’nda ulaşabilecek.
Bir insanın, Türk düşünce ve edebiyat yaşamından insanların el yazmalarıyla aynı kentte yaşaması ayrıcalık olsa gerek. Aynı zamanda bu kütüphaneleri oluşturacak duyarlılıkta kent yöneticilerine sahip olmak da öyle…
MUMCU’NUN PARKI
Kazım Kurt’un bir başka duyarlılığı ise ismi laik Türkiye mücadelesiyle özdeşleşmiş, aydınlanma şehidimiz Uğur Mumcu’nun anısına… Yazarımız Mumcu’ya yönelik suikasttan arta kalan aracı, adına oluşturulan parkta bir cam kafes içinde sergileniyor. Anıtlar, müzeler, yaşanan toplumsal olaylar ve mücadelelerin birer simgesi olarak duruyor.
ZORLU YAŞLILIK
Son dönemde birçok yetkili Türkiye’nin nüfusunun yaşlandığını açıklıyor. Ülkede kimsenin hazır olmadığı konulardan biri yaşlı yaşam merkezleri. Özellikle bakıma muhtaç yaşlıların yaşamı, hem aileler hem büyüklerimiz açısından önemli sorun. Ülkede hemen hiçbir belediyenin sahip olmadığı Yaşlı Yaşam Merkezi’ni Odunpazarı Belediyesi kurmuş. Kurum, yoğun bakım koşullarındaki yaşlılara bile bakabilecek bir durumda. Ancak kapasitesi sınırlı, Eskişehir dışından bile talepler anında yoğunlaşmış. Kurt, bu merkezi belediye kasasından tamamen bağışla yapmış. Diğer ilgili kurumlara bu yapının özellikleriyle örnek olması gerekiyor.
PARANIN GEÇMEDİĞİ MARKET
Odunpazarı Belediyesi, bölgenin en kapsamlı gıda bankasını kurmuş. Her şey özenli… Tamamen devletin verileriyle belirlenmiş, ilçede yaşayan yoksulların aile nüfusuna ulaşılıyor. Ailelere nüfus sayısına göre kredi veriliyor. Sosyal yardıma muhtaç insanlar her ay kredilerini harcayarak temel ihtiyaçlarını karşılıyor. İhtiyaç sahiplerine karşı çok sıkı önlemler alınmış. Çalışanların dışında kimse marketten alışveriş yapanların bilgilerini bilmiyor. Alışveriş poşetlerinde dahi bir kurumu belirten amblem, yazı bulunmuyor. Burada para geçmiyor, yoksulsanız belediye size kredi veriyor, bunu harcıyorsunuz. Gıda, giyim ve kırtasiye malzemelerinin yüzde 40’ı bağışçılardan geliyor. Yardımlardan 1250 aile yararlanıyor.
AKP KREŞ İSTEMİYOR
Ekonomik kriz gerekçesiyle çıkarılan Tasarruf Genelgesinin dikkat çeken maddelerinden birisi de kreş ve yurt yapımının yasaklanması. Oysa okul öncesi çocuklarımıza yeterince eğitim veremediğimizi herkes kabul ediyor. Kurt, başkanlığının son yıllarında kreş konusunda sayıları zorlamış. 16 kreş yapmış, daha çok yapmak istediğini söylüyor. Genelgeyi anımsatınca Kurt, “Biz yapmayacağız ki, çok sayıda gönüllü var. Yapıp belediyeye bağışlıyorlar. Çocuklarımızın geleceğini şansa bırakamayız” diyor.
CHP’li belediyelerde daha önce gördüğümüz bir uygulama da Odunpazarı’na gelmiş: Engelli kreşi. Kreşten sorumlu müdür, “Kreşimiz yalnızca ihtiyacı olan çocuklara değil, anne babalarına da ciddi katkı oldu. Biz onlara da psikolojik yardım sağlıyoruz” diyor.