AKP ekonomide uzun süre “faiz sebep enflasyon sonuç” diyerek “düşük faiz” politikası izledi. Enflasyondaki artış nedeniyle faizde de artışa giden Merkez Bankası başkanları sürekli görevden alındı. Eylül 2021’den Şubat 2023’e kadar faiz indirimleri devam ettirildi. Faiz yüzde 8.50’e kadar indirildi. Haziran 2023’e kadar da yüzde 8.50’de sabit tutuldu. Bu arada enflasyon ise adeta “uçtu”. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021’de TÜFE yüzde 19.58’di. 2022’de zirvelere çıktı. Ekim 2022’de TÜFE yüzde 85.51’e ulaştı.
ÜCRETLER BASKILANDI
Ekonomi hızla krize sürüklenirken AKP de bir anda “faiz sebep enflasyon sonuç” tezinden çark etti. 3 Haziran 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Mehmet Şimşek getirildi. Enflasyona karşın ısrarla sürdürülen düşük faiz politikası bir anda terk edildi. Faiz Haziran 2023’te önce yüzde 15’e çıkarıldı. Mart 2024’e kadar da artışlar devam etti. Mart 2024’te ise yüzde 50’Ye yükseltildi. Halen de yüzde 50 olarak devam ediyor. Bu yıl içinde mayıs ayında yüzde 75.45’e kadar çıkan TÜFE ise temmuz ayında baz etkisiyle yüzde 61.78’e indi. İktidar ise şu anda enflasyonda baz etkisiyle oluşan bu düşmeyle övünüyor.
Faiz artışıyla birlikte ekonomide yeni bir program da uygulanmaya başlandı. “Kamuda tasarruf” gerekçesiyle emekçinin servis, lojman hakları tırpanlandı. Kamuya personel alımı sınırlandırıldı. Enflasyon dar gelirlileri ezmesine karşın iktidar, memur maaşları ile emekli aylıklarındaki artışları “mevzuatta öngörülen” artışlarla sınırlı tuttu. Açlık sınırının altında kalmasına karşın asgari ücrete ara zam yapılmadı. Emekli aylıkları ile asgari ücret açlık sınırının çok altında kaldı. İktidar ise ücret, maaş ve aylıklarda ek artış yapılmamasına gerekçe olarak enflasyonu gösterdi.
Asgari ücretin 17 bin 2 lira, en düşük emekli aylığının 12 bin 500 lira, ortalama memur emekli aylığının bile açlık sınırının altında kalması nedeniyle emekçilerden ve emeklilerden iktidara yoğun tepkiler geliyor. İşçiler, memurlar, emekliler, sürekli ek zam taleplerini dile getiriyor. Memurlar “refah payı” istiyor. Ayrıca 6 ayda bir verilen enflasyon farkının, her ay karşılanmasını talep ediyor. İşçi konfederasyonları hükümetten 10 talepte bulunmuştu. Ancak bu talepler karşılık bulmadı. Bu nedenle de işçi konfederasyonları önümüzdeki günlerde yurt genelinde “geçinemiyoruz” mitinglerine başlayacaklarını duyurdu.
ÜRÜNLER TARLADA KALDI
Bu arada emekçiler ve emeklilerin yoğun olarak kullandıkları kredili mevduat hesaplarında faizler arttı. Kredi kartı faizleri de yüksek. Bu nedenle yurttaşın bankalara olan borcu da sürekli artıyor. Eskiden borcunu borçla çeviren yurttaş artık onu da yapamıyor.
Diğer yandan bir süredir çeşitli kentlerde çiftçiler eylemler yapıyor. Önce domates üreticileri, sonra karpuz, kavun üreticileri tepkilerini dile getirdi. Üreticiler, ürünlerinin satış fiyatlarının maliyeti bile karşılamadığına dikkat çekiyor. Çiftçi maliyetin altında kaldığı için ürünü tarlada bırakıyor. Ürün tarlada olduğu halde tarlasını süren çiftçiler bile var. İhracat kısıtlaması nedeniyle önümüzdeki dönemde zeytinyağı üreticilerinin de benzer sorunları yaşayabileceğine işaret ediliyor.
‘KREDİ SINIRLAMASI KALDIRILSIN’
İş dünyası tarafında ise son günlerde en çok eleştirilen konu “enflasyon düzeltmesi” oldu. Bazı sanayi ve ticaret odası başkanları günlerdir eleştirilerini dile getiriyor. Oda başkanları enflasyon düzeltmesinin vergisel sonuç doğurmayacak şekilde yılda bir kez yapılması gerektiğini savunuyor. Enflasyon muhasebesinin işletmeleri zorlayacağını ileri sürüyor. İş insanlarının bir diğer eleştirisi ise krediye. Ticari kredi sınırlamasının kaldırılması talep ediliyor. Şirketler sıkıntıdayken bankaların kredileri geri çağırması da eleştiriliyor.
Kulislerde AKP içinde de başta asgari ücret ve emekli aylıkları olmak üzere ekonomide uygulanan politikalar konusunda görüş ayrılıkları olduğu yorumları yapılıyor. İçerisinde eski AKP milletvekillerinin de olduğu bazı isimler de bu eleştirilerini kamuoyu önünde açık açık dile getirmekten çekinmiyor.
KAVUNLU EYLEME GÖZALTI
Çiftçi eylemleri ülke genelinde dalga dalga yayılıyor. Üreticiler artan maliyete ve düşük fiyatlara tepki gösteriyor. Konya’da karpuz üreticisi Yunus Ünvar, “50 dönümlük tarlamdan 1 tane karpuz satamadım. Tarlamı kaldıramadım. Hayvanlar yiyecek. Şu an 500 bin lira zararım var” diye isyan etti.
Bursa Karacabey’de ise bir üretici, 30 ton domatesi fabrika fabrika dolaşmasına rağmen satamayınca kepçeyle evinin yakınında boş bir alana döktü. Yine Konya’da ürününü tüccara da markete de zararına vermek istemeyen kavun üreticisi Abdullah Koyuncu, kendi satmak istedi. İddiaya göre AKP’li Karatay Belediyesi yol kenarındaki satışa izin vermeyerek ürünlere de el koydu. Duruma tepki gösteren Koyuncu dün AKP’li belediye önünde eylem yaptı. Koyuncu, “Benim malıma niye çöküyor? Bu Karatay Belediyesi eşkıya mı? Hayrına dağıtacakmış, siz benim malımı nasıl hayrına dağıtacaksınız?” dedi. Binanın önünde yere kavun atan Koyuncu, gözaltına alındı. İşlemlerin ardından serbest bırakılan çiftçi, mallarını almazsa valilik önünde eylem yapacağını söyledi. Öte yandan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de tarlada çalışan sebze üreticilerini ziyare ederek sorunlarını dinledi. Çakırözer, “Üretici kan ağlıyor ama ülkeyi yönetenler tarladaki gerçeklerden bihaberler” dedi.