Asgari ücrete ikinci zammın yapılmaması yemek ücretlerini de etkiledi. Yılbaşında günlük 187 TL olarak belirlenen yemek ücreti ile artık karın doyurmak mümkün değil. Altı ayda yüzde 26’yı geçen gıda enflasyonuyla eriyen yemek ücretleri nedeniyle çalışanlar ya öğlen yemeğini evden taşıyor ya da öğün atlıyor. Bu durumdan yakınan esnaf da çalışanların yemek kartlarını daha çok market alışverişlerinde kullanmaya başladığını söylüyor. Artan maliyetler ise yemek sanayicilerinde konkordato başvurularına neden oluyor.
İstanbul’da Şişli ve Beyoğlu gibi işyerlerinin yoğun olduğu bölgelerde hem çalışanlarla hem de esnafla konuşuyoruz. Şişli’de bir döner işletmecisi olan Can Kılıçarslan, maliyetlerin yükseldiğine dikkat çekerek “Biz normalde öğlen saatleri geldiğinde nefes alamazdı ama şimdi boş masalar her geçen gün artıyor. İşlerim yarı yarıya düştü. Yemek kartı ile ödeme yapan müşterilerimde de azalma var. İnsanların maaşları alışverişe yetmediği için artık yemek kartlarını alışverişte kullanıyorlar” diyor.
Esnaf lokantası işleten Erol Öcal da müşteri sayısının azaldığını, gelen müşterinin de öğlen yemeklerini çorba ve pilavla geçiştirdiğini söylüyor. Öcal, “Yerli müşteri yemeğin yanına içecek bile almıyor. Yemek kartları ile ödeme yapan müşterim zaten ayın 15’i gelmeden kredi kartı ile ödemeye dönüyor” diye konuşuyor.
PORSİYONLAR KÜÇÜLDÜ
Esnaf maliyetlerinin arttığını ancak müşteri kaçar korkusuyla zam yapamadığını dile getiriyor. Çareyi gramaj küçültmekte bulan 25 yıllık esnaf Barış Ö., “Bize çevredeki memurlar geliyor. Ciddi azalma var. Bir de zam yapsam kimse gelmez. İşçi çıkarmak durumunda kalırım. Tam porsiyon söyleyen müşterimiz artık yarım sipariş ediyor” diyor.
Eskisi gibi birilerine yemek ısmarlama kültürünün de kalmadığına dikkat çeken Barış Ö, “Bizim kültürümüzde olan arkadaşa ısmarlama da kalktı. Artık ‘Senin paran burada geçmez’ kavgası tarihe karıştı. Ödemeler Alman usulüne döndü” yorumunu yapıyor.
En son ocak ayında asgari ücretin artması ile birlikte zam yaptığını hatırlatan başka bir lokanta sahibi ise “Maliyetler yüzünden bu ay da zam yapmak durumunda kaldım” diyor.
Bir bankada çalışan Cemile K. ve Özge S. de fiyatlardan yakınarak şunları söylüyor:
“Evde bir şeyler hazırlayıp getiriyoruz. Yoksa ay ortasında kredi kartı ile ödemeye geçiyoruz. Ya da ucuz yerleri tercih ediyoruz, AVM’lerdeki zincir restoranlarda kötü yemeklere mecbur kalıyoruz.”
‘KONKORDATO RİSKİ’
Maliyetlerde artış olduğuna dikkat çeken İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sedat Zincirkıran, en büyük gider kalemlerinin gıdanın yanı sıra personel, elektrik, doğalgaz, lojistik maliyetleri, hammadde fiyatları olduğunu belirtiyor ve konkordatoya başvuran şirketlerin sayısının arttığını vurguluyor. Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Başkanı Hüseyin Bozdağ’a göre ise “Yüksek faizin altında sıkışmış sermayeye ihtiyacı olan şirketlerimiz var. Maliyetlerimiz de yükseliyor. Ancak sayısı çok değil” diyor.