Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in daha geçen yıl dile getirdiği “Yönetmelik değişikliklerimizle okula devamı önemsediğimizi, öğrencilerimizin açık lise başta olmak üzere örgün eğitim dışı kurumlara geçişinin uygun olmadığını söylüyoruz” ifadelerinin üzerine yapılan bu değişiklik eğitimcilerin tepkisini çekti.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Açıköğretim gibi kurumlar tamamlayıcı eğitimdir, esas eğitim değildir, olamaz. Devlet, örgün eğitim çağında olan çocukların okulda olmasını sağlamalıdır. Örgün eğitimden devlet eliyle koparılma devam ediyor” derken Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, “Açıköğretim liselerine geçişlerin artırılması yemekten ve öğretmenden tasarruf etme yaklaşımının bir uzantısıdır” ifadelerini kullandı.
‘DERS ÇIKARILMIYOR’
Eğitimci Maksut Balmuk, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (İDDK) yürütmeyi durdurma kararı verdiği 14 Eylül 2023 tarihinde Yusuf Tekin imzalı Örgün Ortaöğretim Kurumlarından Açık Öğretim Liselerine Geçişler imzalı genelgeyi anımsatarak “Yargı kararlarını ve hukuku arkadan dolanmakta mahir olan MEB dün Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile iptal edilen genelgedeki maddeleri bu kez yönetmeliğe koymuştur” dedi.
Balmuk, “Böylece 2023-2024 eğitim öğretim yılını tarikat ve cemaatler lehine genelge ile tamamlayan MEB yargı kararlarının hızlı çıkmamasını da fırsata çevirircesine 2024-2025 eğitim öğretim yılını da yönetmelik ile tamamlamaya çalışacaktır. Çocuklarımızın yeri cemaat tarikat yurtları değil MEB’in okullarıdır. Anayasa çocukları koruma görevini devlete verirken eğitim öğretim sürecini de MEB’e vermiştir. MEB, asli görevini hiç kimseyle hele hele tarikat ve cemaat yapılanmalarıyla paylaşamaz. Onlardan paydaş olmaz ancak ve ancak bölen olur” ifadelerini kullandı.
‘BU, ÖRGÜN EĞİTİMİN 8 YILA İNMESİ DEMEK’
Değişiklikteki “Ortaokul mezunu olup tercih yapmadığı için herhangi bir örgün ortaöğretim kurumuna yerleşmemiş olanlar” ifadesine ilişkin konuşan eğitimci Nurcan Korkmaz ise “Bu, isteyen herkes tercih yapmayıp açık liseye devam edebilir anlamına gelir. Bu da zorunlu 12 yıllık eğitimin 8 yıla inmesi demektir. Bu değişikliği özellikle kız çocuklarının ve yoksul ailelerin çocuklarının örgün eğitimden koparılması olarak görmek mümkün. Bu da çocuk gelinlerin ve çocuk işçilerin sayısının artması, kadınların eğitim yoluyla katılabildikleri toplumsal yaşamın dışına itilmesi demek” değerlendirmelerinde bulundu.