
Bağlıköy direnişinde şehit düşenler Bağlıköy Şehitliği’nde düzenlenen törenle anıldı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Ziya Öztürkler ve milletvekillerinin katıldığı tören, saat 10.00’da çelenklerin protokol sırasına göre şehitliğe sunulmasıyla başladı ve bir dakikalık saygı duruşunun ardından saygı atışı yapılarak, bayraklar İstiklal Marşı eşliğinde göndere çekildi.
Şehitlik özel defterinin imzalanmasının ardından günün anlam ve önemine ilişkin konuşmaları Yedidalga İlkokulu Öğretmeni İldem Gökşan, Bağlıköy Şehitleri Tertip Komitesi Başkanı Taner Kerimoğlu ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptı.

Yedidalga İlkokulu öğrencilerinin şiirler de okuduğu anma töreninde, din görevlisi şehitler için dua okudu ve şehit kabirlerine çiçek bırakıldı.
Yedidalga İlkokulu Öğretmeni İldem Gökşan konuşmasında, Bağlıköy’ün, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde gösterdiği cesaretin, fedakarlığın ve onurlu direnişin simgelerinden biri olduğunu söyledi.
1958 yılında Bağlıköy halkının her türlü suikast ve zorluğa karşı kahramanca direndiğini, vatanı ve toprağı uğruna canını ortaya koyduğunu söyleyen Gökşan, “Bağlıköy direnişinde kahramanca mücadele eden 17 şehidimizi rahmet ve minnetle anıyor, onların mirasını yaşatma sözümüzü yineliyoruz.” dedi.
Bağlıköy Şehitleri Tertip Komitesi Başkanı Taner Kerimoğlu da Bağlıköy direnişinin 60. yıl dönümü olduğunu kaydederek, bugünü törenlerle anmanın büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyledi.
Milli Mücadele yıllarında, 7'den 70'e tüm Bağlıköy halkının, insan gücü, silah ve cephane açısından kat kat üstün Rum saldırılarına karşı, kahramanca direndiğini belirten Kerimoğlu, “Göklerde dalgalanan ay yıldızlı bayrağımızı yere indirmemiş ve semalardaki ezan sesinin susturulmasına müsaade edilmemiştir.” ifadelerini kullandı.
“İki egemen eşitliğe dayanan, yan yana yaşayan iki eşit egemen devlet temelinde bu adada var olmak, şehitlere olan borcumuzdur.” diyen Kerimoğlu, vatan topraklarında başı dik, özgürce ve serbestçe dolaşma hakkının, bu uğurda kahramanca direnerek canlarını feda eden Mücahitlere ve Anavatan Türkiye’nin şanlı kahraman Mehmetçiklerine borçlu olunduğunun hiçbir şekilde ve şartta unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Kerimoğlu ardından kendi yazdığı “Bağlıköy Destanı” başlıklı şiiri okudu.
Cumhurbaşkanı Tatar da yaptığı konuşmada, Bağlıköy direnişinin, Kanlı Noel’den bir buçuk yıl sonra gerçekleştiğini kaydederek, olayların 1960 Kuruluş Anlaşmaları'nın daha mürekkebi kurumadan gerçekleştiğini söyledi. Kıbrıs'ı Yunanistan’a bağlamak için ada genelinde Kıbrıs Türk halkının katledildiğini, soykırıma uğradığını ve göç ettirildiğini belirten Tatar, Kıbrıs Türk halkının, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT) da desteğiyle, ada genelinde hem güneyde hem kuzeyde hem Baf'ta hem Limasol’da hem Larnaka’da hem Lefkoşa’da hem Karpaz'da hem Girne’de hem Güzelyurt'ta büyük bir cesaret gösterdiğini ifade etti.
“Kıbrıs Türkü destan yazmıştır”
Bereketçilerin de cesaretiyle silahlanmanın, örgütlenmenin ve orantısız güç karşısında çocukları, gençleri, halkı ve yaşlıları koruyabilmenin sanıldığı kadar kolay olmadığını kaydeden Tatar, Erenköy’deki çatışmalara, her yerden, özellikle Türkiye’den öğrencilerin gelmesi sebebiyle 1960,1961 ve 1962 yıllarında çok sayıda gencin şehit düştüğünü ama yıkılıp, pes etmediklerini söyledi. Bereketçiler ve TMT’nin desteğiyle bu bölgelerin korunduğunu ve buradaki Türk varlığının devamının tarih sayfalarındaki destanın açık bir ifadesi olduğunu vurgulayan Tatar, “Dolayısıyla Kıbrıs Türkü destan yazmıştır.” dedi.
Tatsr, Kıbrıs Türk halkının, dünyada ender görülen bir cesaret örneği gösterdiklerini ve şehitlerin, halkı yok etmek için yapılan her türlü saldırıya göğüs gerdiğini, diniyle, imanıyla, vatan sevgisiyle, cesaretiyle bu topraklardaki varlığı sürdürmek için direndiklerini söyledi.
Tatar, şehitlerin canlarını, gelecek kuşaklar, Kıbrıs Türk halkı ve “Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti” için feda ettiklerini ifade etti ve “Onlar şehit olurken daha Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmamıştı. Otonom devlet kurulmamıştı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti onların şehit edilişinden yirmi iki yıl sonra kuruldu.” dedi.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşamak için kurulmuştur”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41. yıl dönümünde bütün dünyaya, Bağlıköy'den seslenen Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşamak için kurulmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir anlaşma olacaksa mutlak surette bu anlaşmanın bir parçası olacaktır.” vurgusu yaptı.
Tatar, Cenevre görüşmelerine Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle gideceklerini ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkıyla orada olacağını belirtti. Rumların halk, Türklerin ise toplum veya cemaat olmadığının altını çizen Tatar, “Biz onlar kadar bir halkız. Onun da egemenliği vardır. Bizim de egemenliğimiz vardır. Bunlar uluslararası anlaşmalardan kaynaklanmaktadır ve altı da çok doludur. Altında şehitlerimiz vardır. Ödediğimiz bedeller vardır. Yaptıklarımız vardır. Mücadelemiz vardır.” dedi.
-“Çocuklar geleceğin teminatıdır”
Çocukların geleceğin teminatı olduğunu, çünkü gelecekte Kıbrıs Türk halkını yöneteceklerini ve her türlü Türk varlığının simgesi olarak geleceğe taşıyacaklarını söyleyen Tatar, Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra elli yıldır devam etmekte olan barış, huzur ve güvenliğin devamını ve daha refah, zengin ve müreffeh yarınlara birlikte yürümeyi istiyorsa başını kaldırıp kuzeye bakması gerektiğini belirtti.
Tatar, gelişmelerin, devlet yapısının, halkın, gençlerin ambargo ve izolasyonlara rağmen hala büyük bir cesaretle direnebilmesinin, direnirken ekonominin büyümesinin, refahın artmasının, Türkiye'nin de desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı'ndaki gözlemci üyeliğin ve Kıbrıs Türk halkının varlığının başarılı bir şekilde anlatılmasının şehitlere borçlu olunduğunu kaydetti.