Hukukçular ve kadın dernekleri sözleşmeye yeniden dönülmesi için çağrıda bulunurken AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, yasal mevzuatlarımızda eksiklik olmadığını dile getirerek “‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ı söyleyebileceğimiz bir veri yok elimizde. 26 ülke çekince koymuş İstanbul Sözleşmesi’ne, 7 ülke hiçbir şey yapmamış. Böyle olduğu için zaten Avrupa Konseyi 51 maddelik direktifi geçtiğimiz mayıs ayında yayımladı” açıklamasında bulundu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise Keşir’in sözlerine sosyal medya üzerinden Türkiye’nin sözleşmeye ilk imzacı olduğu 2011 yılında cinayetlerin azaldığına dikkat çekerek “Tahmin et 2011’de ne imzalandı?” paylaşımında bulundu.
‘YAŞATAMADIĞINIZ VERİLERDEN DE GÖRÜLÜYOR’
Cumhuriyet’e konuşan avukat Şükran Eroğlu, “2011’de İstanbul Sözleşmesi imzalandığında devlet orada taahhüt ettiklerinin bir kısmını yapmaya başladı. 8 Mart 2012’de henüz sözleşme yürürlüğe girmeden 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ne ilişkin yasa çıkartıldı. Bunun dışında devlet birtakım koordineli çalışmalar yapmaya başladı. Fakat daha sonra oradaki taahhüt ettiklerini yapmayı bıraktı. Yavaş yavaş İstanbul Sözleşmesi’ndeki bütün taahhütlerden geri çekilmeye başlandı ve en önemlisi veri tutulmadı. Biz kadın cinayetlerinin sayısını derneklerden, STK’lerden öğrenmeye başladık” dedi. Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözleşme, şiddet olduğunda önlenmesi, mağdurun korunması için yol haritası çiziyordu. Bunu yapmayınca doğal olarak kadınları yaşatamıyorsunuz, verilerden de görülüyor. Siz taahhütlerinize uymazsanız, attığınız imzanın arkasında durmazsanız kadınları koruyamazsınız.”
