Teknoloji

Kediler ve köpekler geçmişlerini hatırlıyor olabilir mi?

Kedilerin şimdide yaşadığını ve köpeklerin zamanı hatırlamadığını düşünebiliriz.

Kediler ve köpekler geçmişlerini hatırlıyor olabilir mi?
27-02-2025 21:38

Kediler ya da köpekler sokaklardaki yaşamını hatırlıyor mu? Hatırlıyorsa hangi kısımlarını hatırlıyor?

Bu soru muhtemelen hayvan bir arkadaşı olan neredeyse herkesin aklına gelmiştir fakat basit olması için tartışmayı kedi ve köpek dostlarımızla sınırlandıracağız. Kesinlikle anıları var gibi davranıyorlar (sonuçta bu özel kıl yumağınız, kapıdan girdiğinizde size yabancıymışsınız gibi davranmıyor) ve evrim kuramı da aşağı yukarı aynı şeyi öne sürüyor: Uzun yaşayan bir hayvanın, uzun süreli hafızasının olması gerekiyor. Konu üzerinde sıkı bilimsel araştırmalar da yapılmış. Bulgular köpeklerimizin ve kedilerimizin anılarını tamamen anlamak için yeterli değilse de bu anıların var olduğunu doğrulayacak ve bizimkilere göre nasıl olduklarıyla ilgili akla bazı ilginç sorular getirecek yeterlilikte.

Populer Science Türkçe tarafından aktarılan çalışmaya göre Feline Minds firmasıyla beraber kedi davranışı üzerine tavsiyeler veren ve Davis – California Üniversitesinde hayvan psikolojisi araştırmacısı olarak çalışan Mikel Delgado, “Kolay bir konu değil çünkü onlara doğrudan soramıyoruz” diyor.

“Ben bu konuda şöyle düşünüyorum: Hayvanların hatırlaması bakımından neler önem taşıyor?”

Bir kedi ya da köpeğin (veya insanın) uzun zaman önceki olayları hatırlaması için ilk olarak biraz önce ne olduğunu hatırlayabilmesi gerekiyor. Bu durumu kontrollü ortamlarda incelemek için bilim insanları, hayvanların önceden gördükleri cisimleri doğru şekilde tanıdıkları için ödüllendirildikleri, engellerden onlara bakmadan kaçınmalarının istendiği veya gizlendiğini gördükleri yiyeceği ararlarken gözlemlendikleri deneyler tasarladılar. Bu yöntemlerle kedi ve köpeklerin hatırlayabildiği her şey yakalanmıyor, sadece bilişsel kabiliyetlerinin temellerini açıklığa kavuşturma amacı taşıyorlar.

Onlarca yıldır toplanan veriler, bu türlerin kısa vadeli hatırlama kabiliyeti sergilediğini ve uyudukları zaman; daha da ilginci rüya gördükleri zaman belli olay ve etkileşimleri uzun vadeli anılara dönüştürdüklerini gösteriyor. Macaristan’daki Eötvös Loránd Üniversitesinde çalışan köpek biliş uzmanı ve etolog Ádám Miklósi, “Rüya görmek genelde hafızanın yeniden düzenlenmesiyle ilişkili” diyor. Hem köpekler hem de kediler REM’in, kısa dalga uykusunun ve diğer uyuma örüntülerinin nörolojik işaretlerini sergiliyor. İnsan ve fare beyinlerinde bunlar, gün içinde yaşananların sınıflandırılmasıyla bağlantılı.

Köpeklerle ilgili uzun vadeli anıların en iyi belgelenmiş örneklerinden biri de üç yıl içerisinde 1.000’den fazla nesnenin ismini öğrenmesiyle ünlenen bir border collie olan Chaser.

Böylesi semantik marifetler kulağa etkileyici gelse de; 2019 yılında, 15 yaş gibi ileri bir yaşta hayata veda eden Chaser’in gençlik dönemini hatırlayabildiği anlamına gelmeyebilir. Bunun için bir tecrübenin detaylarını (kim, ne, ne zaman, nerede) içeren, olaylara dayalı anılar gerekiyor.

Bilim insanları, kısa zaman öncesine kadar köpek zihninin çağrısımsal anılarla sınırlı olduğunu düşünmüştü: Tecrübelerin ve olayların ayrıntılarını değil de tecrübeler veya olaylar arasındaki ilişkilerin anılarını. Durum böyle olsaydı, o zaman ebeveynlerimin bavulları toplamaya başladığı her sefer arabaya atlayan sevgili merhum köpeğim Comet, geçmiş seyahatlerimizdeki kano gezilerini, yüzdüğümüz zamanları ve kızarmış marşmellovları hatırlamazdı. Comet sadece eğlenceli hazırlıkları tanımayı öğrenmiş olurdu.

Fakat geçtiğimiz yıllarda Miklosi ve meslektaşı Claudia Fugazza’nın yürüttüğü araştırmalar, köpeklerin bu gibi Pavlov’cu hatırlamalarla sınırlı olduğu görüşünü sarstı. 2016 yılında, köpeklerden birkaç dakika önce bir insanın modellediği eylemleri taklit etmelerini istedikleri bir deney yoluyla köpeklerin deneyimledikleri şeyin belli unsurlarını hatırladıklarını doğruladılar. Yapılan tamamlayıcı deneylerde köpekler, kendi eylemlerini ilk kez gerçekleştirdikten uzun süre sonra tekrarlamışlardı. Söz konusu bulgu, köpeklerin anı hafızalarına otobiyografik bir katman eklemişti.

Köpeklerin düşünceleri sadece farklı detaylar içeren bir karışım içermiyor, aynı zamanda bir benlik algısıyla örülüyordu.

Kediler ve köpeklerin hatırlama faaliyetini nasıl yönlendirdikleri bir gizem. Bunu tetiklemek için ipuçlarına mı ihtiyaç duyuyorlar yoksa bizim gibi anı koridorlarında gezmeye bir eğilimleri var mı?

Kedilerde ise daha önce beslendikleri kaplara geri dönüp dönmediklerine yönelik testler, onların anı hafızası versiyonuna bilimsel destek kazandırmıştı. “Kedi belleği muhtemelen köpek belleğine çok benziyor” diyor Miklosi.

Yine de Miklosi ve Delgado, bu tür bir anımsamanın kendimizinkinden farklı olabileceğini belirtiyor. İnsanlar anılarını kendiliğinden gerçekleşen, kendi kendini yönlendiren şekillerde düşünebiliyorlar: Gittiğim ilk konser olan Pink Floyd gösterisini, onu bana hatırlatacak olan bilet koçanını görmem gerekmeden hatırlayabiliyorum. Kediler ve köpeklerin hatırlama faaliyetini nasıl yönlendirdikleri ise bir gizem. Bunu tetiklemek için ipuçlarına mı ihtiyaç duyuyorlar yoksa bizim gibi anı koridorlarında gezmeye bir eğilimleri var mı?

Kıllı arkadaşlarımızın uzaktaki anılarını zihinlerinde nasıl canlandırdıkları da pek belli değil. Benimkiler kafamda bir film gibi oynuyor ki bu, modern insanların görsel odaklı bir tür olmasıyla uyuşan bir durum. Fakat kediler ve köpekler, özellikle koku olmak üzere diğer duyulara çok daha fazla bel bağlıyor. Hatırladıkları şeyler görüntüler yerine kokular şeklinde mi bir araya geliyor? Karanlık bir odada burunlarıyla birbirine benzeyen nesneleri bulan köpekler ve yıllarca ayrı kaldıktan sonra annelerini kokusuyla tanıyan yavru kediler üzerinde yapılan iki çalışmada böyle olduğu ileri sürülüyor. “Hayvanlar eminim ki birden fazla duyudan çok daha fazla yararlanıyor” diyor Delgado. Onların anıları koku veya ses olabilir ve ille de bizim bir olayı zihnimizde tekrar canlandırdığımız zaman tasvir etme eğilimi sergilediğimiz görüntüler olmayabilir.” Pearlita ile ilk karşılaşmamı hala görebiliyorum. O belki de hala kokusunu alabiliyor.

Delgado, dil ile ilgili sorular da soruyor. İnsan anıları görsel güdümlü olmalarına ilaveten, bazı uzmanların hatırlama kuvveti bakımından çok önemli olduğunu düşündüğü kelimeler ve karmaşık dilbilgisi ile de yapılanmış. Ayrıca köpeklerin ve kedilerin insan tarzı tam gelişmiş dilleri olmasa da sesler, duruşlar, yüz ifadeleri ve diğer sinyaller yoluyla anlamları aktarıp temsil edebiliyorlar. Belki de dil olmadan oluşan anılar sadece farklıdır ve daha zayıf değildir. Hatta daha yoğun bile olabilirler: Daha düşük karmaşıklıkta fakat dilsel soyutlanma ya da Delgado’nun belirttiği gibi insanların yapmaktan keyif alma eğilimi sergilediği tahminler ve varsayımsal senaryolarla seyreltilmemiş olabilirler.

Kediler ve köpeklerin geçmişi nasıl algılayabildiğine dönük bu ve diğer bazı soruların bilimsel ve etik olarak açıklığa kavuşturulması imkansız olabilir. Örneğin sahiplenilen hayvanların insanlarını nasıl hatırladıklarını deneysel olarak belirlemek için onları ailelerinden aylarca ve hatta yıllarca ayırmamız gerekirdi. “Bu noktada gizem benim için sorun değil” diyor Delgado. “Halen bilmediğimiz pek çok şey olduğu gerçeğiyle yaşamayı öğrendim.” Detaylar bulanık olabilir fakat kedilerimiz ve köpeklerimizin hatırladığını bilmek bakımından yeterliler.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ