Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda Kıbrıs konusu ve müzakere süreçleri gündem oldu.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, çözüm olmasın diye ön şart öne sürüldüğü eleştirisinde bulunurken, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün bir önkoşul olarak ele alınmasını kabul etmelerinin söz konusu olmadığını kaydetti.
Kıbrıs meselesinin bir statü meselesi olduğunu ve bu statükonun da Rum tarafının devlet, Kıbrıslı Türklerin ise o devletin toplumu olarak görülmesi olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, kendilerinin bu statükoyu değiştirmeye çalıştığını belirtti. Kıbrıslı Rumların çözümün önüne takoz koyduğunun doğru olduğunu ancak varoluş için halkı uluslararası hukuk ve toplumla buluşturmak gerektiğini işaret eden Ehürman, “Biz beğenmediğimize göre bu statükoyu değiştirmek için hamle yapacak olan en başta biziz” dedi.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda 62. madde tahtında söz alan Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman “Bu noktaya nasıl geldik” başlıklı konuşma yaptı.
“Nasıl oldu da nüfusumuzu bilmiyoruz ve bundan sonra da nüfusumuzu tespit etmemiz mümkün değil deniyor?” diye soran Erhürman, yabancılara mülk satışının nasıl kontrolden çıktığını sordu. Erhürman ayrıca vatandaşlıklar ve polisiye olayların geldiği noktayla ilgili de sorular yöneltti.
Erhürman, tanınmamış olmanın avantajlarının kullanılması gerektiğinden söz edildiğine işaret ederek, bu avantajların, başka ülkelerde kolay kolay yapılamayacak işlerin yapılabilmesi anlamına geldiğini dile getirdi.
Zaman zaman bu işlerden ülkeye para aktığının doğru olduğunu ancak bu paranın temiz olmadığını kaydeden Erhürman, tanınmamışlığa rağmen uluslararası hukukla ilişki kurmanın doğru örneğinin ise Taşınmaz Mal Komisyonu olduğunu belirtti.
Meclis’teki AB Uyum Yasaları Komitesinin düzgün çalışmadığını söyleyen Erhürman, bunun ülkeyi uluslararası hukukun dışına taşıdığını belirtti. Akredite olmayan bölümler ve üniversitelerin her gün yeni sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Erhürman, “Artık sistemi konuşmak lazım” dedi. Bu sistemin birilerini zengin ettiğine işaret eden Erhürman “Ne yapmamız gerektiği bellidir. Biz, Kıbrıs sorununun çözümü ve uluslararası toplumla bir araya gelme iradesini ortaya koymuş bir toplumuz” dedi.
Kıbrıslı Rumların çözümün önüne takoz koyduğunun doğru olduğunu ancak varoluş için halkı uluslararası hukuk ve toplumla buluşturmak gerektiğini söyledi, bunun için gereken adımların atılması gerektiğini kaydetti.
Çözüm olmasın diye ön şart konduğunu ileri sürerek, bunun doğru olmadığını söyleyen Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapacağı görüşmeye işaret ederek, konu hakkında Meclis’in bilgilendirilmesinin önemine işaret etti.
Erhürman uluslararası toplumda doğru adımları atmanın önemine işaret etti.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün bir önkoşul olarak ele alınmasını kabul etmelerinin söz konusu olmadığını kaydetti.
“Kıbrıs meselesi bir statü meselesidir” diyen Ertuğruloğlu Rum tarafının devlet, Kıbrıslı Türkleri ise o devletin toplumu olarak görüldükçe müzakere süreçlerinin hiçbir başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını ve yaşanan sürecin de bunu gösterdiğini belirtti.
Statükoyu değiştirmeye çalışanın kendileri olduğunu ve bu statükonun da Rum tarafının devlet, Kıbrıslı Türklerin ise o devletin toplumu olarak görülmesi olduğunu ifade etti. Bu statükonun bozulması ve statülerin eşitlenmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu bu olmadan müzakerelerin olamayacağını belirtti.
“Statükoyu koruyan BM’dir” diyen Ertuğruloğlu, BM misyon şefleriyle de bu konuları çok tartıştıklarını anlattı.
“Uluslararası hukukun dışında olma sevdasına mı sahibiz?.. Bu sorunu biz yaratmadık” vurgusunu yapan Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda geçmişte yaşanan süreçlere işaret etti.
Ön şartın ve sorunun Rum tarafının Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınmasında ısrar edilmesi olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, “Bizim suçluluk psikolojisine girmemizi gerektiren hiçbir politikamız yoktur.” dedi.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, adada, egemen eşit iki toplum, iki halk, eşit toplumsal statü, egemen eşit iki devlet olduğuna vurgu yaparak, Rum tarafının tek egemen otorite olmadığının kabul edilmesinin önemine vurgu yaptı.
Erhürman’ın ne talep edildiğiyle ilgili sorusu üzerine Ertuğruloğlu, yapılması gerekenin, Rum tarafının hak etmediği yasal olmayan “tanınmışlığının” ve adanın tek otoritesi olan bir “devlet” statüsünün ortadan kaldırılması olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, adada “iki ayrı egemen eşit devlet ve eşit uluslararası statü taşıyan iki halk, iki egemenlik, iki demokrasi vardır” denmesi gerektiğini ifade etti.
Kendilerinin karşılarındaki ön koşulu ortadan kaldırmaya çalıştıklarını dile getiren Ertuğruloğlu, 60 yıl bu ön koşulla mücadele edildiğini ve başarısız olunduğunu belirterek, bunun nedeninin Kıbrıslı Rumların çözüme ihtiyacı olmaması olduğunu söyledi.
Ertuğruloğlu, BM’nin 64’te yaptığı hata düzeltilmediği sürece kimsenin Kıbrıs’ta ne çözüm beklentisi ne de müzakere beklentisi olmaması gerektiğini vurguladı.
Yeniden söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıslı Türklerin adada iki eşit kurucu ortaktan biri olduğunu vurgulayarak, 1960’taki siyasi eşitliğin yetersiz olduğunu ve 1970’lerin başında, bölgeye barışı getirecek şeyin eşit egemenlik çerçevesinde coğrafi temelli federasyonu olduğunu ortaya koyanın Türkiye Cumhuriyeti olduğunu kaydetti.
Rum Yönetimi eski liderlerinden Tasos Papadopulos’un “bir devlet aldım, bir toplum bırakmam” yönündeki federasyon karşıtı sözlerini şimdi Ertuğruloğlu’nun ağzından duyduklarını söyleyen Erhürman, statüko olarak kendisinin tanımladığı şeyin sürdürülebilir olmadığının BM kararlarında da yer aldığını belirtti.
“Biz beğenmediğimize göre bu statükoyu değiştirmek için hamle yapacak olan en başta biziz” diyen Erhürman, doğru hamlelerle, daha önceki tecrübelerden ders çıkarılması gerektiğini ifade etti.
O masaya oturulduğu takdirde Kıbrıslı Türklerin haklarının savunulacağından şüphe edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erhürman, statükonun bozulması için çaba sarf etmek gerektiğini belirtti.
Tam bu noktada ayrıştıklarını çünkü Ertuğruloğlu’nun statükoyu bozacak adımların atılmasına karşı olduğunu söyleyen Tufan Erhürman, masaya oturulması halinde hakların savunulacağını vurguladı. Erhürman, “Ne istediğinizi açık şekilde söylemeniz lazım” dedi.
Müzakere süreçlerine değinerek, BM’nin kendi sözüne sahip çıkmasını talep ettiklerini anımsatan Erhürman, tüm söylediklerinin kendi içinde tutarlılığı olduğunu belirtti.
Bu noktadan sonra meselenin statükonun devamının istenip istenmediği olduğunu yineleyen Erhürman “Biz statükodan memnun değiliz” dedi.
TAK