Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, öğretmen hakları için sendikaların verdiği mücadeleyi selamladığını ancak mücadelenin toprakla, tezekle değil kağıtla, kalemle, fikirle yapılabileceğini ifade etti.
“Yollarda değil masa etrafında buluşacağız.” diyen Çavuşoğlu, “sıkıntıları çözmek adına diyalogla, fikir alışverişiyle, doğrulara birbirimizi ikna ederek başaracağız.” şeklinde konuştu.
Öğretmenler Günü dolayısıyla Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) tören düzenlendi. Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun, emekli öğretmenler adına Cengiz Topel Uzun’un ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Denetleme Kurulu Başkanı Doğan Çakıroğlu’nun konuşma yaptığı etkinlikte Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından şarkılar seslendirildi.
Konuşmaların ardından, emekli olan öğretmenlere plaket takdim edildi.
-Çakıroğlu: “Yıllardır verdiğimiz mücadeleyle toplumun ve öğretmenin karanlığa gömülmesine izin vermedik”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Denetleme Kurulu Başkanı Doğan Çakıroğlu, etkinlikte yaptığı konuşmada, öğretmenlerin yalnızca ders anlatan bireyler olmadığını, aynı zamanda topluma ışık tutup geleceği aydınlattığını vurguladı. Çakıroğlu, Öğretmenler Günü'nün yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda mücadele günü olduğunun altını çizdi.
Çakıroğlu, öğretmenlerin yıllardır sürdürdüğü mücadeleyle toplumun ve öğretmenlerin karanlığa gömülmesine izin vermediklerini, bundan sonra da vermeyeceklerini ifade etti. Çakıroğlu kamusal, bilimsel ve laik eğitimin önemine dikkat çekti.
Konuşmasında, eğitimde yaşanan sorunlara değinen Çakıroğlu, konteynerlerde eğitim görmek zorunda kalan öğrencilerden, öğretmen atamalarının yapılmaması nedeniyle boş geçen ders saatlerinden ve öğretmenlerin çalışma şartlarının zorlaştırılmasından bahsetti.
Çakıroğlu, 2011 yılında yürürlüğe giren ve “göç yasası” olarak bilinen düzenlemeye de tepki gösterdi. Aynı işi yapmalarına rağmen öğretmenlerin emeklilik dönemlerinde eşit şartlarda yaşayamadığını belirten Çakıroğlu, yıllardır verilen sözlerin tutulmadığını ve öğretmenlerin bu eşitsizlikle mücadele etmeye devam edeceğini söyledi.
Kendisini yetiştiren öğretmenlerden yalnızca müfredatı değil, haksızlığa karşı durmayı ve mücadele etmeyi de öğrendiğini ifade eden Çakıroğlu, “Bizlere çizilen karanlık geleceği kabul etmiyor ve haklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.” dedi.
Çakıroğlu son olarak, “sendika başkanı ve genel sekreterinin, dayatmaları yapanlar tarafından plaketle onurlandırılmış gibi gösterilmesini de kabul etmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
-Uzun: “Evrensel değerlerle donanmış, girişimci, lider ruhlu bireyler yetiştirmek zorundayız”
Emekli öğretmenlerden Cengiz Topel Uzun, da yaptığı konuşmada, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu vurgularken, eğitim sisteminin çağın gereklerine uygun şekilde yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
Uzun, öğretmenlerin yalnızca ders anlatan bireyler olmadığını, topluma şekil ve yön veren, hak arama mücadelesinde örnek teşkil eden kişiler olduğunu belirtti. Eğitim sisteminin Cumhuriyet döneminden itibaren Türkiye ile eş güdüm içerisinde şekillendiğini dile getiren Uzun, 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Evrensel değerlerle donanmış, girişimci, lider ruhlu bireyler yetiştirmek zorundayız.” diyen Uzun, bunun yeni nesil öğretmenlerin olduğu kadar emekli öğretmenlerin de sorumluluğu olduğunu kaydetti.
“Eğitim camiasında biriktirdiğimiz bilgi ve deneyim, topluma olumlu yansıyacaktır.” diyen Uzun, “Öğretmen, sevgisiyle kendi kendini tüketerek çevresini aydınlatan bir mum ışığıdır. Bu mum asla sönmemeli.” ifadelerini kullandı.
-Çavuşoğlu: “Mesleğimizin sorumluluğu gereği bu çocuklar için mücadele etmeye değer”
Etkinlikte konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu kendisinin de öğretmen olduğunu anımsatarak, “Mesleğimizin sorumluluğu gereği bu çocuklar için mücadele etmeye değer…” şeklinde konuştu.
“Burası bir açık oturum değildir. Bugün bir kutlama günü.” şeklinde konuşan Çavuşoğlu, “Tekrar dünyaya gelsem öğretmen olurdum. Ama iyi bir öğretmen olmak için çok çalışmam gerektiğini biliyorum.” dedi.
Çavuşoğlu, toplumu daha güzel günlere götürmek adına öğretmenlik mesleğinin önemine işaret etti.
“Öğretmenlerin hakları noktasında sendikanın yaptığı mücadeleyi tabii ki selamlarım, ben örgütlü yaşama inanan ve sendikada da yıllarca temsilcilik yaparak mücadele eden bir öğretmenim.” diyen Çavuşoğlu, mücadelenin toprakla, tezekle değil kağıtla, kalemle, fikirle olacağını ifade etti.
-“Yollarda değil masa etrafında buluşacağız”
“Yollarda değil masa etrafında buluşacağız.” diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Masa etrafında geleceğe doğru sıkıntılarımızı çözmek adına diyalogla, fikir alışverişiyle doğrulara birbirimizi ikna etmekle başaracağız. Bunun başka yolu olamaz, olmamalı. KKTC halkının hiçbir ferdinin emekli olduktan sonra hayat kalitesinin düşmesine razı olmayız. Hele hele öğretmenlerimizin hayat kalitesinin düşmesine ve yetiştirdiğimiz binlerce öğrencinin gözünde öğretmenin seviyesinin düşmesine…”
Yasalarda eksiklik olabileceğini ya da ekonomik sebeplerle alınan tedbirlerin tam anlatılamamış olabileceğini kaydeden Çavuşoğlu, bunların mutlaka düzeltilmesi gerektiğini kaydetti. Çavuşoğlu kendisinin de sendikacılık geçmişi olduğunu hatırlattı.
“Öğretmenler gününde tabii ki öğretmenlerin sorunları da konuşulacak, mutlulukları da konuşulacak, mutsuzlukları da konuşulacak ve bunların hepsini biz dinlemek zorundayız ve bu sabrı göstermek zorundayız.” diyen Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Diyalog yollarını açmaya, zorlamaya devam edeceğiz. Onlar eleştirilerini yapacak. Biz cevap hakkımızı kullanacağız. Çünkü ben şuna inanıyorum. Mücadele etmek cesaret ister. Aydınlığa çıkmak, fedakarlık ister. Bunlar için birlikte masaya oturmak da cesaret eder.”
Geleceğin öğretmensiz şekillendirilemeyeceğini ifade eden Çavuşoğlu, bunun mutsuz öğretmenlerle de olamayacağını vurguladı.
Çavuşoğlu konuşmasının sonunda “Sizleri canı gönülden en samimi duygularımla yetiştirdiğiniz nesiller için selamlıyorum, alkışlıyorum ve Öğretmenler Günü'nüz kutlu olsun diyorum.” ifadeleriyle tamamladı.