Sağlık Bakanlığı, 17 Temmuz’da 663 sayılı kanun hükmünde kararnamede (KHK) yer alan sözleşmeli personel pozisyonları için yeni bir düzenleme yaptı. Düzenlemeyle başkan yardımcısı, uzman, başhekim yardımcısı, müdür ve müdür yardımcısı pozisyonları için yapılacak sözleşmeler ve görevlendirmeler il sağlık müdürlerinin yetkisine bırakıldı. İl sağlık müdürü, sadece kadrosu kendi ilinde bulunan bakanlık personeliyle sözleşme ve görevlendirme yapabilecek. Kadrosu farklı bir ilde veya başka bir kurumda bulunan personelin sözleşme taleplerinin imza yetkisi yönetim hizmetleri genel müdürüne ait olacak. 663 sayılı KHK’nin 42. maddesi kapsamında sözleşmesi imzalanacak veya görevlendirilecek personelin uygunluğu, il sağlık müdürü tarafından değerlendirilecek.
BAŞHEKİME GENİŞ YETKİ
Yöneticilerin farklı bir istihdam ve ücret rejimine tabi olmasına karşı çıkan sağlık emekçileri, yeni düzenlemeyle yönetici atamalarının yerel siyaset ve aktörlerine devredildiği yorumunu yapıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, hastane yöneticilerinin başhekim teklifiyle belirlenmesini de içeren düzenlemeye ilişkin “İldeki başkan yardımcısı ve uzman pozisyonunun başhekim teklifiyle gerçekleşmesi, kamuda liyakat ve kariyer ilkesine aykırı. Neden bir hastanedeki yöneticilerin kim tarafından belirleneceği bir kişiye, başhekime bırakılıyor. Bir başhekime önü arkası belli olmayan bir yetki verilmez” dedi. Yalçınkaya, “Düşünün öyle kurumlar var ki yılda bir başhekim değişiyor. Öyle iller varki bir sağlık müdürünün görev süresi 6 ayı geçmiyor. 6 ay ya da 1 yıl görev yapacak kişinin, o kurum için sözleşme imzalayacak kişileri belirlemesi ciddi sorun” ifadelerini kullandı.
TÜM KADROYU ŞEKİLLENDİRİYOR
Söz konusu düzenlemeyle siyasi parti teşkilatlarının atamalarda daha fazla etkisi olacağının altını çizen Yalçınkaya, “Bakanlık nezdinde olacak atamalarda yerel siyasi teşkilatlar çok etkili olmuyor. Bir ilçede en yetkili kişi olan siyasi parti ilçe başkanı, bir başhekim üzerinden tüm kadroyu şekilllendirebiliyor. Kadroyu belirleyen, talep eden, onaylayan da sözleşme üzerinden görev yapıyor” diye konuştu. Yalçınkaya, ayrıca şunları kaydetti: “Devletin asli ve süreklilik gerektiren hizmetleri, sözleşme statüsü üzerinden yerine getirtilemez. Hem gereğinden çok fazla kadro tanımlanması nedeniyle bütçe israf ediliyor hem de atamada etkili olan odağa biat kültürü geliştiği için tüm dışarıdan hizmet alımından, hizmet sunumuna kadar bu otoriteler, ayrıcalık kazanabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
SES YETKİ HAKKINI KAZANDI
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, İzmir’de bulunan Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aylardır sürdürdüğü yetki mücadelesini sonunda elde etti.
Ankara 4. İş Mahkemesi tarafından verilen kararla SES’in söz konusu hastanede yetkili sendika olduğunun tescillendiğini altını çizen SES 1 No’lu Şube Mali Sekreteri Emre Ateş, “Bu kararla her şeyden önce ehliyet ve liyakat bakımından yetersiz yöneticilerin yaptıkları işlemlerin tamamen kayırmacılık ve çıkarlar üzerine kurulu olduğu, yöneticilerin sendikalar arasında taraf olduğu, eşit davranma yükümlülüklerine uymadıkları ortaya konuldu. Sadece işyerimizde değil tüm kamuda yıllardır dile getirdiğimiz ‘Atanmış değil liyakatlı yöneticilerle yönetilmek istiyoruz’ talebimizdeki haklılığımız gün yüzüne çıktı. Çalışanların iradesini görmezden gelerek yetki hakkını gasp eden yöneticiler aynı zamanda kamu zararına da sebep olmuşlardır. Hep söylediğimiz gibi, sendikalar yetkiyi yönetimlerden değil emekçilerden alırlar. O nedenle de bu işyerinde meşru yetkili sendika SES’tir” dedi.