Gündem

ABD seçimlerinin Avrupa ekonomisine etkisi: Harris mi Trump mı daha tehlikeli?

5 Kasım'daki ABD seçimleri, Avrupa ekonomisi için zorlu bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Kamala Harris başkanlığının getireceği belirsizlikler ve Trump'ın potansiyel ikinci döneminin tehlikeleri, Avrupa'nın ticaret politikaları ve güvenlik harcamalarını doğrudan etkil

ABD seçimlerinin Avrupa ekonomisine etkisi: Harris mi Trump mı daha tehlikeli?
14-10-2024 12:39

5 Kasım'daki ABD seçimleri, Avrupa ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Bu seçimler, ya zorlu bir Kamala Harris başkanlığı ya da Donald Trump'ın ilk dönemine göre daha problematik bir ikinci başkanlık dönemi arasında "en az kötü" bir sonuç sunuyor. Avrupa, ticaret politikası ve NATO müttefikleri arasındaki artan güvenlik maliyetlerinin paylaşımı gibi iki kritik alanda Harris'in liderliğinden fazla iyilik beklemiyor.

Trump'ın ikinci dönemine ilişkin ise birden fazla tehdit mevcut. ABD'nin Ukrayna'ya desteğini çekmesi, Avrupa hükümetlerinin savunma harcamalarını hızla artırmak zorunda kalmasına neden olabilir. Ayrıca, Trump'ın küresel bir ticaret savaşını tetiklemesi durumunda Avrupa'nın en büyük kaybeden olacağı korkusu hakim.

ÇİN İLE TİCARET BAĞLARI VE İHRACATIN DENGELEMESİ

Seçim kampanyasında her iki partinin de uzlaştığı nadir alanlardan biri olan Çin karşıtı önlemler, Avrupa'nın ihracata dayalı ekonomisi için büyük bir sorun oluşturuyor. Avrupa'nın, ABD ve Çin ile ticaret bağlarını dengeleyip dengeleyemeyeceği belirsizliğini koruyor. Avrupa Reform Merkezi'nden Zach Meyers, "ABD seçimlerinin galibi kim olursa olsun, Avrupa'nın Çin ile ticaretini azaltmadan ABD'nin büyümesinden faydalanmaya devam edip edemeyeceği belli değil" değerlendirmesinde bulundu.

Her iki adayın da benzer bir yönde ilerlediğini belirten Meyers, "Trump daha az öngörülebilir ve belki de Avrupa Birliği ile daha çatışmacı olmaya istekli" ifadesini kullandı.

ASML VE İKİNCİ TEHDİTLER

Hollandalı yüksek teknoloji mikroçip üretim ekipmanı tedarikçisi ASML, ABD'nin Çin'i kontrol altına alma çabalarından ikincil zarar görme riski ile karşı karşıya. Ürünlerinin yarısının Çin'e ihracatının yasaklandığını ifade eden ASML CEO'su Christophe Fouquet, "ABD'de daha fazla kısıtlama isteme yönünde güçlü bir irade var ve bu iki taraflı bir mesele" dedi.

Avrupa'nın toplam üretiminin yarısının ticaretten geldiği ve bu oranın ABD'dekinin iki katı olduğu göz önüne alındığında, bölgenin ticareti kısıtlayan her türlü duruma karşı oldukça savunmasız olduğu anlaşılmaktadır.

SERBEST TİCARETİN GELECEĞİ VE GÜMRÜK TARİFELERİ

Washington'da serbest ticarete verilen destek son on yılda azalmış durumda. Joe Biden, Trump'ın ilk başkanlığında uygulanan gümrük vergilerini tamamen kaldırmamayı tercih ederken, Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) sübvansiyonları ile ABD istihdamına odaklandı. Harris'in de Biden'a benzer bir yol izlemesi bekleniyor; ancak Trump, Avrupa da dahil olmak üzere tüm ithalatta yüzde 10-20 oranında genel gümrük vergileri uygulamakla tehdit ediyor.

Özellikle İspanyol zeytin üreticileri, Trump'ın 2018'de Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) aleyhine kararlarına rağmen yürürlükte kalan gümrük tarifeleri nedeniyle, ABD'ye yaptıkları ihracatın yüzde 70 oranında düştüğünü ifade ediyor. İspanya'nın zeytin ihracatçılarını temsil eden ASEMESA'nın başkanı Antonio de Mora, "Trump kazanırsa, bu daha da kötüleşebilir ve Avrupa'nın baskısı olmadan bunu çözmenin zor olacağını düşünüyoruz" dedi.

Bu bağlamda, ABD seçimlerinin sonuçları, Avrupa'nın ekonomik geleceği için belirleyici bir rol oynayacak.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER