Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, “Depremler sonrası İstanbul’da yapıların incelenmesi için talep patlaması vardı. Fakat son günlerde bu talepler yüzde 90 seviyesinde düştü; bu da depremin birinci yılına girmeden halkımızın rahat şekilde depremi unuttuğu anlamına geliyor. Trabzon’da ise kamu binaları dışında maalesef üniversitemize gelen talep sayısı sıfır” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki yıkıcı depremlerin ardından, binaların depreme dayanıklılığı gündeme geldi, ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları arttı. Kamu binalarında ise AFAD tarafından hazırlanan ‘Deprem Yönetmeliği’ne uygunluğu ve performansları analiz edilmeye başlandı. 'Asrın felaketi' sonrası ülke genelinde talep patlaması yaşanan yapı testlerine ilgi, başta İstanbul olmak üzere birçok kentte azalırken, depremin hissedildiği Trabzon’da da kamu dışında üniversiteye kişisel hiçbir talep olmadı. Afetin ilk günlerindeki korku ve endişe zamanla unutulup, yerini gündelik yaşama bırakırken, konutlarda karot testi başvuruları da düşmeye başladı.
‘TALEP PATLAMASI VARDI, DEPREM UNUTULUNCA YÜZDE 90 DÜŞTÜ’
KTÜ ‘Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarı’nda yapıların dayanıklılık testlerini yapan ve deprem bölgesinde bilimsel araştırmalarını sürdüren KTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, İstanbul'da test taleplerin düştüğünü söyledi. Prof. Dr. Altunışık, "Türkiye Deprem Yönetmeliği’nin ilgili bölümünde binaların performans analizinin yapılıp depreme hazır olup olmadığının belirlenmesi gerekiyor. 6 Şubat depremlerinden sonra özellikle Türkiye’de depremin beklendiği önemli yerlerden olan İstanbul’da binaları depreme hazırlama konusunda kamu binaları ve konutların incelenmesi için talep patlaması vardı. Fakat depremin ilk başladığı günden bugüne kadar talepler yüzde 90 seviyesinde düştü. Bu da depremin birinci yılına girmeden halkımızın rahat şekilde depremi unuttuğu anlamına geliyor. Trabzon’da ise maalesef üniversitemize gelen talep sayısı sıfır” dedi.
‘TRABZON DA RİSK ALTINDA’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na iletilen talep doğrultusunda kamu binalarını incelediklerini aktaran Prof. Dr. Altunışık, “Birçok kamu binasını değerlendirmeye başladık ama özel olarak halkın oturduğu binalarda apartman yönetmeliği veya kişinin talebi üzerine inceleme yaptığımız bina sayısı şu ana kadar maalesef sıfır. Bunun hızlı şekilde başlanıp devam etmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Yoksa olası bir Erzincan, Bingöl depreminde Trabzon da önemli risk altında” diye konuştu.
‘KOROZYONLU BİNA, DOLGU ZEMİNE İNŞA EDİLEN YAPILARDA TEHLİKE FAZLA’
Trabzon'da korozyona uğramış binaların riskli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Altunışık, "1992'de Erzincan depremini biz Trabzon’da yaşadık. Erzincan’da oluşabilecek bir depremde Trabzon’un etkilenmemesinin iddialı bir cümle olacağını düşünüyorum. Özellikle bodrum katı olan nemli bölgelerde, korozyona uğramış binalarda, dolgu zemin üzerine inşa edilen binalarda bu tehlikenin çok daha fazla olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TÜM YAPI STOKUNU DEPREME HAZIR HALE GETİRMELİYİZ’
Türkiye’deki bütün yapı stokunun olası depreme hazır hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Altunışık, “Trabzon ister istemez diğer bölgelere göre depremin daha az konuşulduğu illerden bir tanesi ama herhangi bir anda Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde insanların can ve mal kaybına neden olabilecek bir depremin oluşmasını bekleyebiliriz. ‘Orası güvenli, burası değil’ gibi demek artık Türkiye için çok geç kalınmış cümleler. Hep birlikte Türkiye’deki tüm yapı stokunu olası bir depreme hazır hale getirmeliyiz" dedi.
DHA