
Aydınlanma devrimlerinin ödünsüz savunucusu, gazetemizin yazarı ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Sirmen bir yıl önce aramızdan ayrıldı.
85 yıllık yaşamını Atatürk İlke ve Devrimlerine adayan, bu uğurda en ağır bedelleri ödeyen değerli büyüğümüz, gazetemiz yazarı ve saygın Türk aydını Ali Sirmen tutarlı bir duruşla tamamladığı üretken yaşamıyla yol göstermeye devam ediyor. Ali Sirmen’in önce arkadaşı, daha sonra aile dostu olan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Karaören ve Gürdal Mumcu; Sirmen ile geçen 50 yılı gazetemize anlattı.
Babası Sami Karaören’in gazetedeki görevinin de etkisiyle Cumhuriyet Gazetesi ortamında büyüdüğünü belirten Karaören, “Ali’nin gazeteye gelme süreciydi. Rahmetli ablam, Mine’nin eşi Erim Gözen’in en yakın arkadaşıydı. Sonrasında ablam Mine, Ali’nin eşi Mine ile yakın arkadaş oldular. Sonra da onlara Gürdal Mumcu katıldı.” dedi.
Ali Sirmen ile aralarında enteresan ve güzel bir dostluk bağı oluştuğunu söyleyen Karaören, “Babam ile Ali Sirmen arasında 13-14 yaş vardı. Benimle Sirmen’in oğlu Devrim arasında 13-14 yaş, Devrim ile benim oğlum arasında da 13-14 yaş vardı. Bu üç kuşak, birbirilerine adı ile hitap eden saygılı ve sevgi dolu bir arkadaş grubuna dönüştü” ifadelerini kullandı.
Dostluklarındaki önemli bağlar içinde Galatasaray ve edebiyat olduğuna da değinen Karaören, “Melih Cevdet Anday’ın o dönemki yaştaşları arasında özel bir yere koyduğu bir kişiydi Ali’ydi. Nadir Nadi’nin evinde toplantılar olurdu. O toplantılarda yer alan en genç kişi Ali olurdu. Cumhuriyet’e yönelik, ‘Yetmez ama evetçiler’in, ikinci cumhuriyetçilerin saldırılarına karşı hep net durdu. Hem aile dostu hem de sıkı bir yol arkadaşıydı benim için” dedi.
'HEP BERABERLERDİ'
Sirmen’in, Uğur Mumcu’nun Önder Pekcan’dan sonra kendisiyle tanıştırdığı ilk arkadaşı olduğunu belirten Gürdal Mumcu, “İstanbul’dan Ankara’ya bizi ziyarete gelmişti. Ali ile Uğur hep beraber hareket ettiler. İstanbul’a geldiğimizde Ali’de kalırdık. Yeni Ortam’da beraber yazdılar, Cumhuriyet’e yakın zamanlarda geçtiler. Sorunlar yaşandığında beraber ayrılıp, daha sonra sonra yine beraber döndüler” ifadelerini kullandı.
İkisinin arasında hem fikir hem duygu bağı olduğunu söyleyen Mumcu, “Kadim bir dostluğumuz vardı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nı(UMAG) kurarken danışma kurulu üyesiydi. İletişimimiz son ana kadar sürdü” dedi.
Mumcu, Sirmen ile son dönemki görüşmelerini ise şöyle anlattı:
“Mine’nin ölümü onu sarstı. Ali, Şubat ayında beni arayıp İstanbul’a çağırdı. ‘Mart seçimlerinde oy kullanıp geleyim’ dedim, ‘çok geç olur’ dedi. Yanıtı üzerine hemen İstanbul’a geçtim. İstanbul’da evlerimiz aynı yerdeydi. Ölümüne kadar yaklaşık bir ay beraberdik. O bir ay, bir çeşit vedalaşmaydı. Kadim bir dostluğu, arkadaşlığı kaybettim. Yeri asla dolmayacak.”