İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve bazı İBB yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 100 kişinin gözaltına alınması, dış basında geniş yankı uyandırdı.
Avustralya merkezli The Conversation'da yer alan bir makalede, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "planlarının önündeki en büyük engelin, Erdoğan'dan çok daha popüler görünen Ekrem İmamoğlu" olduğu ifade edildi.
Makalede, Erdoğan'a yönelik, "İktidarı ele geçirme girişimi ve görev süresinin uzatılması, Türkiye'nin siyasi sistemini kusurlu bir demokrasiden Vladimir Putin'in Rusya'sına benzer bir 'seçilmiş diktatörlüğe' dönüştürebilir" denildi.
"İMAMOĞLU, ERDOĞAN'DAN DAHA POPÜLER"
Erdoğan'ın, "popülist politikaları teşvik etme, medyayı ve seçim uygulamalarını muhalefet partilerinin aleyhine olacak şekilde manipüle etme açısından bir seçim ustası" olduğu ifade edilen makalede, şunlar kaydedildi:
"İster tesadüfen ister manipülasyonları sayesinde olsun, zayıf rakiplerle karşılaşmak Erdoğan'ın son yirmi yıldaki seçim başarısının anahtarı oldu. Erdoğan bu seçim formülüne karşı ilk kez 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ciddi bir meydan okumayla karşılaşmış, anketler Kılıçdaroğlu'nun aksine İmamoğlu'nun Erdoğan'dan daha popüler olduğunu göstermişti."
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikkat çeken makalede, "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu desteklemek yerine 2023'te Erdoğan'a karşı aday olmakta ısrar etti. Bu, CHP liderinin diğer adayları desteklediği önceki iki cumhurbaşkanlığı seçiminden farklı bir durumdu. Her şeye rağmen Kılıçdaroğlu kaybetti. Yenilginin ardından Kılıçdaroğlu, CHP liderliğinden uzaklaştırıldı ve yeni parti başkanı, İmamoğlu'nu cumhurbaşkanlığı adaylığı için destekledi. Şimdi İmamoğlu, Erdoğan'ınkini aşan bir popülariteyle yarışıyor ve bu da onu son 20 yılın en zorlu muhalefet adayı yapıyor" denildi.
"YEREL SEÇİMLER İÇ POLİTİKADA BİR DEĞİŞİME İŞARET ETTİ"
Erdoğan'ın, iktidarı boyunca iktidarını sürdürmek için "iki parçalı bir strateji" izlediği belirtilen makalede, "Meşruiyet iddiasında bulunmak için seçimleri kazanmak ve aynı zamanda gazetecileri hapsetmek ve muhalif figürleri 'terörist' olarak damgalamak gibi otoriter yollarla kontrolü sağlamlaştırmak" ifadeleri kullanıldı.
2024 yerel seçimlerinin iç politikada bir değişime işaret ettiği aktarılan makalede, "Erdoğan'ın AKP'si 2002'den bu yana ilk kez ikinci sıraya düşerken, muhalefetteki CHP oy oranı bakımından birinci parti olarak ortaya çıktı ve hem İmamoğlu'nun yeniden seçildiği İstanbul'da hem de CHP'li Mansur Yavaş'ın bir dönem daha kazandığı Türkiye'nin başkenti Ankara'da büyük zaferler elde etti" denildi.
"ERDOĞAN'IN POPÜLARİTESİNİN AZALMASINDAKİ EN ÖNEMLİ ETKENLERDEN BİRİ EKONOMİK KİRİZ"
Makalede, Erdoğan'ın partisinin ve şahsının "popülaritesinin azalmasındaki en önemli etkenlerden birinin ülkedeki süregelen ekonomik kriz" olduğu vurgulandı.
Makalede, "Türkiye'nin yıllık enflasyon oranı 2022'den bu yana %50 civarında seyrederek satın alma gücünü aşındırdı ve yetenekli Türk vatandaşlarının başka yerlerde daha iyi fırsatlar aramasıyla büyük bir beyin göçünü tetikledi. Krizden yaygın olarak Erdoğan'ın ekonomi politikaları, özellikle de enflasyonla mücadele etmek için geleneksel ekonomik bilgelikle çelişen faiz oranlarını düşürme ısrarı sorumlu tutuluyor. Yakın zamanda politikaların tersine çevrilmesine rağmen Türkiye'nin para birimi değer kaybetmeye devam ediyor. Beş yıl önce bir ABD doları 5 Türk lirası değerindeydi; bugün ise 40 liraya yükseldi" denildi.
"Hapse atma, Türkiye'de muhalifleri susturmak için kullanılan duyulmamış bir taktik değil" yazılan makalede, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın hapiste olduğu hatırlatıldı.
"İMAMOĞLU, FARKLI GÖRÜŞLER KARŞISINDA ÇEKİCİLİĞE SAHİP"
Makalede, "Her iki isim de Erdoğan'ı rahatsız ediyor ve sorun çıkarabiliyordu, ancak ikisi de Erdoğan'ın gücüne karşı gerçek bir tehdit oluşturmuyordu. İmamoğlu'nu benzersiz kılan şey, farklı seçmen blokları arasında geniş bir çekiciliğe sahip olması. Karizması ve topluluk önünde yaptığı konuşmalarla milliyetçi siyasetçilerle güçlü bağlar kurarken Kürt oylarını da kendine çekebiliyor. Daha da önemlisi, hem laik hem de İslamcı seçmenlere hitap edebiliyor. Atatürk'ün ortaya koyduğu laik vizyona bağlı olan Türk toplumunun bir kesiminden destek alıyor. Ancak aynı zamanda, Kuran ayetlerini halka açık bir şekilde okumak gibi dindar seçmenlere de hitap edebiliyor" denildi.
"Farklı seçmenleri bir araya getirme becerisinin, İmamoğlu'nun 2019'da Erdoğan'ın partisini İstanbul'da iki kez yenmesine yardımcı olduğu" belirtilen makalede, "İlk yenilgiden sonra Erdoğan sonucu kabul etmeyi reddetti ve Yüksek Seçim Kurulu seçimi iptal etti. İmamoğlu'nun 2024'te yeniden belediye başkanı seçilmesi, Erdoğan'ı sandıkta yenebilecek önde gelen siyasetçi olarak itibarını pekiştirdi" ifadeleri kullanıldı.
