Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, artık savaşların odak noktasının istihbarat olduğuna dikkat çekerek bu kapsamdaki operasyonların savaşların kaderini belirlediğini söylüyor.
Pekin, örtülü istihbarat operasyonlarının bir ülkenin seçimlerine müdahale etmekten, bir ülkeyi askeri darbeye götürmeye ve ülkede suikastler düzenlemeye kadar pek çok yöntemi olduğunu belirtti. Pekin, bu tür operasyonlarla savaşmadan karşı tarafı zayıflatmanın mümkün olduğunu ifade etti.
‘ABD, YILLARDIR YAPIYOR’
ABD’nin Bağdat Havalimanı’nda helikopterle düzenlediği saldırıda öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani suikastını ve İsrail’in Lübnan Hizbullah’ına düzenlediği istihbarat operasyonlarını anımsatan Pekin, örtülü operasyonların bugün günümüzde çok sayıda örneği olduğunu, gelişen teknolojiyle birlikte operasyonları gerçekleştirmenin de kolaylaştığını söyledi. Pekin, “İstihbarat operasyonlarında karşı tarafı zayıflatıyorsunuz, emir komuta zincirini bozuyorsunuz. Elektronik harbin, siber savaşın arkasında istihbarat örgütleri var. Örtülü operasyonlar bir bölgedeki muhalif grubu destekleme, onu silahlandırma, eğitim verme şeklinde de yapılabilir. Bunu ABD’nin PKK/ KCK terör örgütünün Suriye kolu YPD/YPG’ye yıllardır yaptığını görüyoruz. İstihbarat operasyonları, kâğıt üzerinde değil sahada yapılır. Operasyonlar otomatik olarak karşı tarafın savaş gücünü azaltıyor. İsrail, Hamas’ın liderliğini, Hamas’ın gücünü zayıflatmaya çalıştı. Bu da İsrail’in sahada daha zayıf bir güçle karşılaşmasını sağladı” dedi.
‘SAVAŞLARIN KADERİ’
Gazze savaşı ve Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere günümüzde örtük istihbarat operasyonlarının yaygınlığına vurgu yapan Pekin, İsrail’in beklenen İran misillemesinin arkasında da geniş çaplı bir istihbarat faaliyetinin yattığını ve çağrı cihazı patlamalarına benzer bir saldırının yaşanabileceğine işaret etti. Pekin, “Günümüzdeki savaşların odak noktası, istihbarat ve psikolojik harekât. İstihbarat operasyonları, günümüzde savaşların kaderini belirliyor” değerlendirmesinde bulundu.
