Malatya: Deprem Yaraları Sarılmak Yerine Rant Odaklı Uygulamalarla DerinleşiyorMalatya Depreminin Acıları Rant Odaklı Uygulamalarla DerinleşiyorMalatya ve çevresinde yaşanan depremlerin üzerinden 15 ay geçti. Ancak görünen o ki, yaralar sarılmak yerine plansız ve rant odaklı uygulamalar nedeniyle daha da derinleşiyor.
Haberde bahsedilen “rant odaklı uygulamalar” ne anlama geliyor olabilir?Deprem sonrası imar planlarında değişiklikler: Deprem sonrası acil ve güvenli konut ihtiyacı ortaya çıkmışken, imar planlarında yapılan değişikliklerle yeşil alanlar veya kamuya ait alanlar yapılaşmaya açılabilir. Bu durum hem şehrin geleceği hem de deprem güvenliği açısından riskli olabilir.Acil ihtiyaç duyulan konutların yerine lüks konut projeleri: Depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak yerine, karlılığı yüksek lüks konut projelerine öncelik verilebilir. Bu durum depremzedelerin mağduriyetini artırır ve sosyal adaletsizliği derinleştirir.Depremde hasar gören binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması sürecinde şeffaflığın olmaması: Hangi binaların yıkılacağına, yenilerinin nasıl yapılacağına dair süreçlerin şeffaf olmaması, rant elde etmek isteyen kişi veya gruplara fırsat yaratabilir.Yıkım ve enkaz kaldırma ihalelerinde usulsüzlükler: Deprem sonrası oluşan moloz ve hasarlı yapıların kaldırılması sürecinde yapılan ihalelerde şeffaflığın ve denetimin olmaması, haksız kazanç elde edilmesine yol açabilir.Plansızlığın bedeli ağır oluyorDeprem sonrası plansızlık, hem maddi hem de manevi olarak ağır bedeller doğuruyor:Depremzedeler evlerine dönemiyor: Güvenli konutların inşasında yaşanan gecikmeler ve plansızlıklar nedeniyle depremzedeler evlerine dönemiyor, geçici barınma merkezlerinde veya kiralık evlerde yaşam mücadelesi veriyor.Şehir kimliğini kaybediyor: Plansız ve hızlı yapılaşma, şehrin tarihi dokusunu ve kimliğini yok ediyor.Gelecekteki depremlere karşı hazırlıksız olunuyor: Deprem sonrası yapılanma sürecinde, deprem güvenliği ve risk azaltma önlemleri göz ardı edilirse, gelecekte yaşanacak depremlerde daha büyük kayıplar verilebilir.Ne yapılmalı?Şeffaf ve katılımcı bir planlama süreci: Deprem sonrası imar planları ve konut projeleri şeffaf bir şekilde ve halkın katılımıyla yapılmalı.
Depremzedelerin öncelikleri gözetilmeli: Yapılacak tüm çalışmalarda depremzedelerin barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçları önceliklendirilmeli.
Denetim mekanizmaları güçlendirilmeli: İmar planları, ihale süreçleri ve yapı denetimleri sıkı bir şekilde denetlenmeli, usulsüzlüklerin önüne geçilmeli.
Deprem risk azaltma çalışmaları hızlandırılmalı: Kentsel dönüşüm projeleriyle riskli yapılar yenilenmeli, zemin etütleri yapılmalı ve toplumda deprem farkındalığı artırılmalı.
Unutulmamalıdır ki deprem bir doğa olayıdır, ancak afete dönüşmesinde insan hataları ve plansızlıkların büyük rolü vardır. Malatya örneğinde de görüldüğü gibi, rant odaklı uygulamalar ve plansızlık, depremin yaralarını derinleştirmekte ve gelecekte yaşanacak afetlere zemin hazırlamaktadır.
Haberde bahsedilen “rant odaklı uygulamalar” ne anlama geliyor olabilir?Deprem sonrası imar planlarında değişiklikler: Deprem sonrası acil ve güvenli konut ihtiyacı ortaya çıkmışken, imar planlarında yapılan değişikliklerle yeşil alanlar veya kamuya ait alanlar yapılaşmaya açılabilir. Bu durum hem şehrin geleceği hem de deprem güvenliği açısından riskli olabilir.Acil ihtiyaç duyulan konutların yerine lüks konut projeleri: Depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak yerine, karlılığı yüksek lüks konut projelerine öncelik verilebilir. Bu durum depremzedelerin mağduriyetini artırır ve sosyal adaletsizliği derinleştirir.Depremde hasar gören binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması sürecinde şeffaflığın olmaması: Hangi binaların yıkılacağına, yenilerinin nasıl yapılacağına dair süreçlerin şeffaf olmaması, rant elde etmek isteyen kişi veya gruplara fırsat yaratabilir.Yıkım ve enkaz kaldırma ihalelerinde usulsüzlükler: Deprem sonrası oluşan moloz ve hasarlı yapıların kaldırılması sürecinde yapılan ihalelerde şeffaflığın ve denetimin olmaması, haksız kazanç elde edilmesine yol açabilir.Plansızlığın bedeli ağır oluyorDeprem sonrası plansızlık, hem maddi hem de manevi olarak ağır bedeller doğuruyor:Depremzedeler evlerine dönemiyor: Güvenli konutların inşasında yaşanan gecikmeler ve plansızlıklar nedeniyle depremzedeler evlerine dönemiyor, geçici barınma merkezlerinde veya kiralık evlerde yaşam mücadelesi veriyor.Şehir kimliğini kaybediyor: Plansız ve hızlı yapılaşma, şehrin tarihi dokusunu ve kimliğini yok ediyor.Gelecekteki depremlere karşı hazırlıksız olunuyor: Deprem sonrası yapılanma sürecinde, deprem güvenliği ve risk azaltma önlemleri göz ardı edilirse, gelecekte yaşanacak depremlerde daha büyük kayıplar verilebilir.Ne yapılmalı?Şeffaf ve katılımcı bir planlama süreci: Deprem sonrası imar planları ve konut projeleri şeffaf bir şekilde ve halkın katılımıyla yapılmalı.
Depremzedelerin öncelikleri gözetilmeli: Yapılacak tüm çalışmalarda depremzedelerin barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçları önceliklendirilmeli.
Denetim mekanizmaları güçlendirilmeli: İmar planları, ihale süreçleri ve yapı denetimleri sıkı bir şekilde denetlenmeli, usulsüzlüklerin önüne geçilmeli.
Deprem risk azaltma çalışmaları hızlandırılmalı: Kentsel dönüşüm projeleriyle riskli yapılar yenilenmeli, zemin etütleri yapılmalı ve toplumda deprem farkındalığı artırılmalı.
Unutulmamalıdır ki deprem bir doğa olayıdır, ancak afete dönüşmesinde insan hataları ve plansızlıkların büyük rolü vardır. Malatya örneğinde de görüldüğü gibi, rant odaklı uygulamalar ve plansızlık, depremin yaralarını derinleştirmekte ve gelecekte yaşanacak afetlere zemin hazırlamaktadır.