Dünya

Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi'nden 'Alevi Soykırımı' Raporu

Suriye İnsan Hakları ve İnsani Yardım Takip Komitesi, 23 Mart'ta, Kim nefret ekerse, kitle katliamı biçer sloganıyla duyurduğu, 'Suriye Sahil bölgesinde soykırım' başlıklı ön raporunda, bölgede Alevilere yönelik gerçekleştirilen şiddet olaylarını belgeledi ve 'soykırım'

Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi'nden 'Alevi Soykırımı' Raporu
29-03-2025 16:39

Suriye'nin kıyı bölgelerinde yaşanan ve binlerce sivilin hayatına mal olan şiddet olayları, uluslararası toplumun ilgisizliği altında devam ederken, Suriye İnsan Hakları ve İnsani Yardım Takip Komitesi'nin yayımladığı kapsamlı bir rapor, Alevilere yönelik sistematik saldırıların, yaşam hakkı ihlallerinin ve zorla yerinden edilmelerin 'soykırım boyutuna ulaştığını' belgeliyor. 

811 video kaydı ve 2 bin 246 isimlendirilmiş kurbanla desteklenen bu çalışma, bölgedeki şiddetin sadece siyasi bir çatışma değil, aynı zamanda etnisite ve mezhep temelli bir 'temizlik hareketi' olduğunu da gözler önüne seriyor. 

KİM, NASIL KIŞKIRTTI?

Rapora göre, Şam'daki geçici yönetimi kontrol altında bulunduran cihatçı Heyet Tahrir Şam örgütü yöneticilerinin, 'rejim kalıntılarına' karşı ordu ve güvenlik güçlerinin harekete geçirilmesi emrini vermesi ve çok sayıda camiden 'cihat çağrısı' yapılmasının ardından, silahlı gruplar Suriye'nin sahil bölgelerine yöneldi.

Ağırlıklı olarak Alevilerin yaşadığı köylere ve yerleşim bölgelerine düzenlenen baskınlarda, ilk üç gün içinde 25 katliam gerçekleştirildi.

Raporda, kurbanların hedef alınmasının temel sebebinin Alevi mezhebine mensup olmaları olduğu vurgulanıyor. Ayrıca Alevi olmayan, fakat sivilleri korumaya çalışan 42 kişinin de aynı şekilde katledildiği belirtiliyor. 

Raporun yazıldığı tarih itibarıyla belgelenen kurban sayısı 2 bin 246 olmakla birlikte, bu sayının daha da artmış olabileceği belirtiliyor.

OLAYLARIN SORUMLUSU HTŞ

Rapor, şiddet olaylarından öncelikle Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve Nusra Cephesi'ni sorumlu tutuyor. HTŞ'nin İdlib'i kontrol altına aldıktan sonra bölgede tam hakimiyet kurduğu, askeri ve güvenlik gücüyle nüfusun yarısından fazlasının yerinden edilmesine sebep olduğu ve halkın davranışlarını en ince ayrıntısına kadar yönettiği belirtiliyor.

Belgelere göre, HTŞ kontrol ettiği bölgelerdeki eğitim müfredatında ve camilerde nefret söylemine devam etti. Rapor, bu söylemin nasıl sistematik bir şiddete dönüştüğünü ayrıntılarıyla açıklıyor.

Raporda, katliam emirlerinin doğrudan şu isimler tarafından verildiği öne sürülüyor:

Suriye Genelkurmay Başkanı Ali Nureddin el-Naasan (HTŞ)Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra (HTŞ)Genel İstihbarat Direktörü Enes Hasan Hattab (HTŞ)

Komiteye göre, katliama karışan Suriyeli silahlı grupların adları şu şekilde: Amşe Tümeni, Hamzat Tümeni, Ahrar eş-Şarkiyye, Muntasır Billah Tümeni, Muhammed el-Fetih Tümeni ve Sultan Murad Tümeni.

Rapora göre, yabancı savaşçılardan oluşan bu gruplar da katliamda aktif rol aldı: İran merkezli Sünni Muhacirin Hareketi, Kafkas Tugayı, Özbek Tugayı, Türkistan İslam Partisi, Fas Taburu, Tacik Grubu, Arnavut Grubu, Guraba Tugayı, Beluç Grubu, Azerbaycan Grubu ve Ebu Yakub el-Türki Tugayı.

İNSANİ KRİZİN BOYUTLARI

Raporda yer alan verilere göre, Suriye'nin Sahil bölgesinde yaşanan İnsani krizin boyutları da çarpıcı.

Bölge halkının yüzde 97'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 10 bin'den fazla keyfi tutuklama ve zorla kaybedilme vakası da belgelenmiş durumda. Rapora göre, "Bu tutuklamaların çoğu mezhepsel bir temelde gerçekleştirildi." 

Rapora göre, Lazkiye bölgesi ve çevresinde ikamet eden ve devlet memuru olan çok sayıda çalışan rejim değişikliği sonrası işten çıkarıldı. Çoğu devlet hastanesi ve sağlık merkezinde tıbbi hizmetler askıya alındı. Devlet çalışanları evlerinden atıldı ve çoğunluğunun özel mülkiyet olan evlerine de el konuldu.

Sadece sağlık ve eğitim sektöründe işten çıkarılanların sayısı 2 bin civarında.

"BM'NİN SOYKIRIM TANIMIYLA UYUMLU"

Rapor, 1951 tarihli Suriye hükümeti tarafından imzalanan BM Soykırımı Önleme Sözleşmesi'ne atıfta bulunarak, Alevi toplumuna karşı şu beş eylemin belgelendiğini ve soykırım kanıtı olarak sunulduğunu belirtiyor:

Grup üyelerinin öldürülmesiGruba ağır bedensel ve ruhsal zarar verilmesiYaşam koşullarının fiziksel yok oluşa yol açacak şekilde bozulmasıDoğumların engellenmesiÇocukların zorla başka gruplara transferi

Bu tanımlar çerçevesinde, 'Alevi soykırımı suçunun işlendiği' açıkça ifade ediliyor. 

7 MADDELİK ÇAĞRI

Komite, uluslararası toplumun bu olaylara karşı sessiz kalmasını ve Arap ülkelerinin "açıkça belirtilen niyetlerle suç ortaklığı yapmasını" ağır bir dille eleştiriyor. 

Rapor ayrıca, BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi'ne 7 maddelik acil bir çağrıda bulunuyor:

1. Suriye sahil bölgesi, Humus ve Hama kırsalının insani felaket bölgesi ilan edilmesi 

2. Bu bölgelerde sürdürülebilir, büyük ölçekli BM destekli insani müdahalenin sağlanması 

3. Koruma önlemleri, yeniden yapılandırma ve uzun vadeli destek programlarının uygulanması 

4. Sivil toplum ve yerel derneklerle koordinasyon sağlanması 

5. Etkilenen köy ve bölgelerde güvenilir yerel figürlerden oluşan toplum komitelerinin kurulması 

6. Tüm ihlalleri araştırmak için bağımsız uluslararası soruşturma komitelerinin gönderilmesi 

7. Daha fazla ihlali önlemek için uluslararası izleme komitelerinin gönderilmesi 

Raporda, "Suriye sahil bölgesindeki sivillerin karşı karşıya olduğu felaketi ele almak için bu meşru taleplere acil yanıt verilmesini umuyoruz" ifadesi kullanılıyor.

SURİYE İNSAN HAKLARI VE TAKİP KOMİTESİ

Komite, 16 Şubat 2025 tarihinde kurulan bir insan hakları izleme platformudur. Suriye içinde ve dışında faaliyet gösteren Suriyeli 13 insan hakları sivil toplum kuruluşu ve sivil toplum örgütünün bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. Bu oluşum, “Suriye sivil ve siyasi güçler genişletilmiş toplantısı” sonucu doğmuştur ve farklı grupların katılımıyla geniş bir toplumsal temsiliyet taşımaktadır.

Komitenin temel amacı, Suriye’deki sosyal, siyasi, hukuki, ekonomik, kültürel ve çevresel insan hakları ihlallerini belgelemek, raporlamak ve bu belgeleri ulusal ve uluslararası düzeyde duyurarak farkındalık oluşturmaktır. Ayrıca komite, geçiş sürecinde adaletin sağlanması, toplumsal barışın tesis edilmesi ve hak ihlallerine karşı hesap verilebilirliğin sağlanması için bağımsız bir Suriye geçiş dönemi adalet komisyonunun kurulmasını hedeflemektedir.

Komite bünyesinde yaklaşık 60 insan hakları aktivisti yer almakta ve bu kişiler Suriye’nin hem içinde hem dışında çalışmaktadır. Komitenin çalışmaları arasında sahada insan hakları ihlallerini belgelemek, eğitimler düzenlemek, raporlar hazırlamak, belgesel filmler üretmek ve uluslararası kurumlarla iş birliği yapmak yer almaktadır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER