Ekonomi

Türkiye, Temmuz 2024’teki araştırmaya göre 29 ülke arasında yüzde 38 ile en kaygılı ülke

Ipsos Türkiye Üst Yöneticisi Sidar Gedik: Türkiye’deki her dört kişiden üçü genel durumundan memnun değil. Her 10 kişiden yedisi de yakın gelecek için umutlu değil.

Türkiye, Temmuz 2024’teki araştırmaya göre 29 ülke arasında yüzde 38 ile en kaygılı ülke
07-08-2024 04:09

Ipsos Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Sidar Gedik, yaptıkları araştırmalara göre Türkiye’de her 10 kişiden altısının ekonomik durumunun yakın gelecekte daha kötü olacağını düşündüğünü vurguladı. Toplumun yüzde 80’inin huzur ve mutluluk istediğine dikkat çeken Gedik ile Türklerin yaşadıkları sorunları, kaygıları konuştuk.

Son dönemde dünya neyle kaygılanıyor, Türkiye’de nasıl bir farklılaşma var?

Ipsos, 29 ülkede 20 bini aşkın bireyle 10 yıldır aylık olarak “Dünyanın Endişeleri Araştırması”nı yapıyor. Enflasyon, iki yılı aşkın süredir, en büyük küresel kaygı kaynağı. Katılımcıların yüzde 33’ü enflasyonun ülkelerini etkileyen en büyük üç sorundan biri olduğunu söylüyor. Türkiye, Temmuz 2024 sonuçlarına göre enflasyondan kaygı duyan ülkeler arasında ilk sırada. Her 10 kişiden altısı Türkiye’nin en önemli sorunun enflasyon olduğunu belirtiyor. En çok kaygı duyulan beş konudan üçü doğrudan veya dolaylı olarak ekonomi ile ilgili; enflasyon, işsizlik, yoksulluk. Yine 29 ülkede, ortalama olarak göç konusundaki kaygı 12 ay öncesine göre 3 puan daha yüksek. Bu kaygı 10’uncu sıradan yedinciliğe yükseldi. Polonya, Kanada ve İspanya yıl bazında en büyük kaygı artışı yaşayan ülkeler. Türkiye ise yüzde 38 ile en kaygılı ülke olmaya devam etti.

Türkiye’de ciddi bir gelir erimesi, hayat pahalılığı var. Bugün yurttaşın en temel sorunlarını sıralarsak hangileri öne çıkıyor?

Ipsos Gündeme Dair Araştırması’nın temmuz ayı sonuçlarına göre her 10 kişiden sekizi en önemli sorunun ekonomi olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin genel durumu ve ekonomisine yönelik görüşler uzun süredir değişmiyor. Her dört kişiden yaklaşık üçü son bir yıldır genel durum ve ekonomiden memnun değil. Ülkemizde toplum, çok sıra dışı olaylar yaşamadığımız sürece her zaman en önemli sorun olarak ekonomiyi görür, şimdi de eğitim, sağlık, çevre, doğal afet gibi diğer tüm konuların ikinci planda kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Temmuzda dikkatimizi çeken ve öne çıkan bir diğer sorun ise mülteciler. En önemli sorununun göçmenler olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 12’ye çıktı. Bu bugüne kadar hiç olmayan bir oran.

DAHA DA KÖTÜLEŞECEK

Yurttaşın gelecekten umutlu olma seviyesi ne durumda?

Bugün Türkiye’de yaşayan her dört kişiden üçü Türkiye’nin genel durumundan memnun değil. Her 10 kişiden yedisi de yakın gelecek için umutlu değil. Gündemimizin en sıcak konularından biri olan enflasyon, geleceğe dair umutları da etkiliyor. Her 10 kişiden altısı ekonomik durumunun yakın gelecekte daha kötü olacağını düşünüyor. Türkiye’nin 10 yıl sonra daha iyi durumda olacağını düşünenlerin oranı yüzde 17, daha kötü olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 44. AB, C1 SES grubunun, kadınların ve 55 yaş üstü birey-lerin bu konuda istatistiki olarak biraz daha umutsuz olduğu görüyoruz. Her iki kişiden birinin gelecekten bir beklentisinin olmadığı görülüyor. Geleceğe yönelik umutlu olanların oranı ise yüzde 16. Genel olarak bakıldığında 14-17 yaş grubu hariç diğer tüm kırılımlarda her iki kişiden biri umutsuz. Covid-19 salgını, yanı başımızdaki savaşlar, doğal afetler, yüksek enflasyon, seçim atmosferlerinin gerilimi derinden etkiliyor. Tüm bu sıkışmışlık içinde umut için bir çözüm ile karşılaşmak ya da en azından çözümü hissetmek istiyoruz.

GENÇLER BAŞKA ÜLKE PEŞİNDE

Haziranda açıkladığınız gençlik araştırmasına göre Türkiye’deki her üç bireyden ikisi hayatından memnun değilken bu oran gençlerde daha da artıyor, neden?

Araştırmamızda “genç” olarak tanımladığımız kitle 18-24 yaş aralığındakiler. Her 10 gençten sekizi ekonominin mevcut durumunu kötü olarak nitelendiriyor. Yarıdan fazlası ise ekonominin önümüzdeki aylarda daha da kötüleşeceğini düşünüyor. Ülkenin genel durumu ve geleceğe yönelik umutsuzluk nedeniyle her dört kişiden biri (yüzde 27) başka ülkede yaşamak istiyor. Memnuniyetsizlik en çok gençlerde yaygın. Gençlerin ruh halindeki öne çıkan duygular arasında bıkkınlık ve kafa karışıklığı var. Tüm bu sebepler yurtdışı ihtimalini düşünmelerinde etkilidir. Ancak tabii gençlerin yurtdışı arayışını sadece bir kaçış olarak değerlendirmemeliyiz. Gençlerin (özellikle henüz evlenip, çocuk sahibi olmamış olanların) hareket kabiliyetinin yüksek olması, global iş fırsatlarına daha açık olmaları, farklı kültürleri deneyimleyip keşfetme istekleri de gitmek isteğinde etkili.

HUZUR VE MUTLULUK İSTİYORUZ

Türkiye’de yurttaş en fazla nelere ihtiyaç duyuyor?

Toplumun yüzde 80’i huzur ve mutluluk istiyor. Bu istek, kadınlarda, DE sosyo ekonomik statü (SES) grubunda ve özellikle 55 yaş üstü bireylerde çok daha yüksek oranda dile getiriliyor. Hastalıklara çare bulunması ikinci sırada yer alıyor ve kadınlarda, düşük sosyo ekonomik statüde ve üst yaş grubunda daha yüksek. Aile kurmak, iyi bir meslek sahibi olmak, zengin olmak erkeklerin ve daha genç yaş grubun hayali.

‘YURTTAŞA GÖRE KRİZ EN AZ ÜÇ YIL SÜRER’

Sıkı para ve maliye politikasıyla ekonomi yavaşlayacak, iç pazar tüketiminin de azaltılması hedefleniyor. Bu anlamda yurttaşın tüketim harcama alışkanlıkları nasıl değişiyor?

Enflasyonla mücadelede tedbir paketiniz, stratejiniz ne olursa olsun en çok ihtiyaç duyulan şey “tüketici güveni”. Bunu tesis etmediğiniz sürece yaptıklarımızın başarıya ulaşması o kadar da kolay değil. Gündeme Dair araştırmamızda “Son zamanlarda yaşanan ekonomik krizden Türkiye ne kadar sürede çıkar” diye sorduğumuzda tüketiciler nezdinde giderek olumsuza doğru giden bir tablo olduğunu görüyoruz. Ocak 2022’de tüketicilerin yüzde 40’ı bu ekonomik krizin en az üç yıl süreceğini düşünürken bu oran, 2024 Ocak’ta yüzde 51’e ulaşmış. Hatta Mayıs ayı itibarıyla yüzde 54’e kadar yükselmiş durumdaydı. 

Ocak 2022’de en az üç yıl sürer diyenlerin önemli bir kısmı şimdiden yarı yarıya haklı sayılıyorlar diye düşünebiliriz. “Yılın geri kalanında enflasyon nasıl seyreder” diye sorduğumuzda ise çok önemli bir kısmı, Ocak 2022’de de 2023’de de ve bu yıl da enflasyonun artarak devam edeceğini belirtiyor. Ekonominin yavaşlamasıyla harcamalarda daha dikkatli olunması gündemi olacak fakat bu gündem her tüketici için eşit şiddette sonuçlar getirmeyecek.

ARAŞTIRMA ŞART

Aynı zamanda Türkiye Araştırmacılar Derneği başkanısınız, genel olarak sektör değerlendirmesi yapabilir misiniz?

Araştırma sektörü 2023’te bir önceki yıla göre enflasyon oranına yakın bir seviyede büyüdü. Hacmi itibarıyla ülke ekonomisinden çok daha büyük bir hızla büyümesi gerekiyor. Araştırmanın karar vericiler için bir yatırım kalemi olduğu anlayışını hep birlikte yerleştirmemiz çok önemli. Çünkü araştırma yapmadan öngörüde bulunmak, başarılı olabilmek imkânsız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER